AFAD ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile Düzce'de öğretmenlere Afet farkındalık eğitimen eğitimi verildi. Bu programda konuşan AFAD Eğitim ve Farkındalık Daire Başkanı Recep Şalcı itiraflarda bulunarak, “ çok samimi bir şekilde söylemek istiyorum birazcık insanları küçük şeylerle oyaladık. “Çök, kapak, tutun” “yat, koru, tutun” “cenin pozisyonu alın” inanın bunlar çok önemsiz” ifadelerini kullandı.
Düzce'de gerçekleştirilen 306 öğretmene verilen Afet eğitici eğitiminin sertifika törenine katılan AFAD Eğitim ve Farkındalık Daire başkanı Recep Şalcı, önemli açıklamalarda bulundu. 1999 depreminden sonra Türkiye ve Dünya'da bir çok afete katıldığını dile getiren Şalcı, "17 Ağustos depremini Kocaeli'de yaşadık. Ardından Düzce depremini yaşadık. Van, Elazığ, İzmir, Kahramanmaraş depremlerini gördük. Bu depremlerde ben ilk müdahaleci olarak yer aldım. 6 şubat depremlerinde de Arama kurtarma daire başkanı olarak çalıştık. Lakin şunu gördük. Biz ne kadar kalabalık olursak olalım afetlerde müdahaleye yetişemiyoruz ve yetişemeyeceğiz. Yetiştiğimiz zamanda bir afet olmayacak. Bir acil duruma dönüşecek" ifadelerini kullandı.
"1 milyon 752 bin arama kurtarmacıya ihtiyacımız vardı"
6 Şubat depremlerinde 39 bin binanın 26 bininde 35 bin kurtarmacı ile çalıştıklarını belirten Şalcı, "6 şubat depremlerinde küçük bir hesaplama yaptık. Yaklaşık 39 bin nina yıkılmıştı. Biz bunların 26 bin binasında arama tarama kurtarma çalışması yaptık. Bu basit hesaplar bizi 1 milyon 752 bin arama kurtarmacıya ihtiyacımız vardı. Biz bunu sadece 35 bin 250 arama kurtarmacı ile yaptık. Şu andan itibaren çalışsak bu kapasite ile yetişebilir miyiz? Yetişemeyiz. Zaten yetişmememizde gerekiyor. Bizim öncesinde hazırlıklar yapmamız gerekiyor. Düzce bu konuda çok önemli illerden bir tanesi. Düzce hem depremle hem de sellerle sık sık afetlere maruz kalan bir ilimiz. Biz afetlere iyi hazırlanırsak hazırlıklarımızı yaparsak o zaman arama kurtarmacıya ihtiyacımız olmayacak" dedi.
"Beklediğimiz afetler var"
İstanbul ve İzmir'in dışında doğuda da sismik boşluklar olduğunu ve beklenen depremlerin olduğunu vurgulayan Eğitim ve Farkındalık Daire Başkanı Recep Şalcı, " Baktığımız zaman bizim hala beklediğiniz afetler var. İstanbul, İzmir depremlerini bekliyoruz. Doğuda sismik boşluklar var orada deprem bekliyoruz ve bunlara genel arama kurtarmacı yetiştirmek yerine bunların hazırlıklarını yapıp afetin etkilerini azaltmak bizim için çok daha kolay olacaktır. Bunun içinde gerçekten samimi çalışmaya ihtiyaç var. Neden bu projeyi yaptık. Öğretmenler bu eğitimi en iyi verebilecek kişiler. Biz sivil toplum kuruluşlarından Belediyelerden bir sürü yerlerden okullarda afet eğitimi vermesini istedik. Ama eğitim dediğimiz şey formal bir yapı ve bunun sistemli halde yapılması gerekiyor. 2021 yılında ciddi bir farkındalık oluşturduk. Ama bunu biz 1 yılda çözemezdik. Bunu bizim yıllara yaymamız gerekiyor. Şu an yaptığımız çalışmaların meyvelerini şimdi göremeyeceğiz. İnsanlar bir anda popüler çalışmalar bekliyor ama eğitim böyle bir şey değil. Bu çalışmayı inatla yaparsak 10 yıl sonra etkilerini görmeye başlayacağız. 10 yıl sonra bizim istediğimiz afet kültürüne sahip bir toplum oluşturmaya başlayacağız. Çünkü çocuklara ulaşarak ailelerine de ulaşacağız. Bu sistematik içerisinde inanıyoruz ki 10-15 yıl sonra gerçekten afet kültürü oluşmuş ve bu çocukların büyüdükleri zaman artık afete karşı hazır bir toplum oluşturmalarını bekliyoruz" dedi.
"Çök, kapan, tutun, bunlar çok önemsiz"
Yıllarca insanlara çök, kapan, tutun gibi çalışmalar yaptırdıklarını fakat bunların önemsiz olduğuna değinen Şalcı sözlerini şu sözler ile noktaladı, " Bu eğitimlerde biz yıllarca bunu biz çok samimi bir şekilde söylemek istiyorum birazcık insanları küçük şeylerle oyaladık. “Çök, kapak, tutun” “yat, koru, tutun” “cenin pozisyonu alın” inanın bunlar çok önemsiz. Eğer binanız sağlam ise siz hayatta kalacaksınız binanız sağlam değil ise yaşayacağınız problemleri göreceksiniz. Ben 1999 depremlerinden sonra Türkiye ve yurt dışında ki bütün afetlerde müdahaleci olarak katıldım. Kurtarılanların hiç birisi bir hayat boşluğunda kalmamış. Şansına orada bir boşluk oluşmuş ise orada hayatta kalmış. Ama binası sağlamsa ufak tefek hasarlar ile atlatmış ama binası sağlam değilse ölmüştür. Ne kadar çok müdahaleci olursak olalım, gerekirde yetelim. İzmir depreminde mesela çok fazla müdahaleci vardı. Onu da geçtim İstanbul Kartal'da yıkılan 1 bina vardı. Ama o binada ki herkesi kurtaramadık sayımız çok olmasına rağmen. Eğer yaşıyorsa onu çok hızlı olarak kurtarabilirsiniz. Bina yıkılmışsa ve kişi ölmüşse kurtaracak kimsemiz yok. Cenazelerini alacağız. O yüzden bizim afet politikalarımızda çok hızlı bir şekilde ki buna başladık. Kriz yönetiminden risk yönetimine geçtik. Afetin öncedindeki süreci çok hızlı bir şekilde iyileştirmemiz gerekiyor. Bunun eğitim boyutunda bunu yapabilecek Türkiye'de ve Dünya'da en iyi şekillerde yapabilecek kişiler öğretmenler. O yüzden öğretmenlerin çok ciddi desteğine ihtiyacımız var."