Doğuştan gelen biliyer atrezi (safra kanalı yokluğu) nedeniyle karaciğer yetmezliği yaşayan Nijeryalı minik Mercy, annesinden alınan karaciğerle Antalya’da yaşama tutundu. Nakil öncesi sosyal medyada yaptığı paylaşımlarda "Yardım edin" çağrısında bulunan anne Enoma Michelle Isoken, başarılı geçen nakil sonrası "Türkiye’ye geldiğimde ortamı görünce ‘Evet, burada bunu yapabilirler’ dedim. Mercy için gerçek şans burada doğdu" şeklinde konuşurken, ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, "Türkiye dışında başka merkezlerle de görüşmüşler, ancak son kararı Türkiye’de ameliyat olmaktan yana vermişler. Bu da bizim için onur verici" ifadelerini kullandı.
https://cdn.iha.com.tr/Contents/25-07/07/-1c8dce1c-3d21-42bd-94f0-b15ca40b2199.mp4
Nijerya’nın Edo eyaletine bağlı Ubiaja kentinde dünyaya gelen 2 yaş 9 aylık Mercy Adesuwe Etemini, doğuştan gelen biliyer atrezi (safra kanalı yokluğu) hastalığı nedeniyle erken yaşta ciddi sağlık sorunları yaşamaya başladı. Gözlerinde sararma, ciltte kaşıntı, yürüyememe gibi belirtilerle başlayan süreçte, uzun süre teşhis konulamadı. Mercy, 2024 yılı başında artık ayakta duramaz hale geldi.
"Mercy ölmesin" diyerek yardım çağrısı yaptı
Mercy’nin annesi Enoma Michelle Isoken, Temmuz 2024’te sosyal medyada yayınladığı videoda gözyaşlarıyla yardım çağrısı yaptı. "Bebeğim acı çekiyor. Sadece yaşasın istiyorum" diyerek destek isteyen anne, sürecin başında bağış toplamakta zorlandıklarını söyledi. İlk etapta Nijeryalı bir bağışçı ve Rusya merkezli bir yardım kuruluşunun desteğiyle Medical Park Antalya Hastanesi’ne yönlendirilen aile, gerekli tutarın tamamlanmasının ardından Türkiye’ye geldi. Mercy’ye, Medical Park Antalya Hastanesi Organ Nakli Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu ve ekibi tarafından 15 Mayıs’ta annesinden alınan karaciğer parçası nakledildi.
"Türkiye’ye geldiğimde içim rahatladı"
Minik Mercy’nin annesi Enoma Michelle Isoken, kızının hastalık süreci ve Türkiye’ye gelişleriyle ilgili duygularını anlattı. Mercy’nin 2022 yılında sarılık şikâyetiyle tedavi görmeye başladığını, ancak uzun süre gerçek tanının konulamadığını aktaran Isoken, "Gözleri hep sarıydı, yürüyemiyor, ayakta duramıyordu. Hep iyileşecek diye bekledik ama durum gittikçe ağırlaştı. Sonunda karaciğer nakli gerektiğini öğrendik" dedi.
Nakil gerektiğini öğrenmesinin ardından sosyal medya hesabı açarak, kızının durumunu paylaşmaya başlayan anne Enoma Michelle Isoken, bağış sürecinin zorluklarına değindi. Isoken, "İnternetten yardım istemeye önce utanıyordum. Ağlayarak video çektim, paylaşmak kolay olmadı ama tek çarem oydu. Sonra bir hayırsever ve Rusya’daki bir dernek yardım etti" ifadelerini kullandı.
Türkiye’ye geliş anını anlatan Isoken, "Burası bize bir umut oldu. Geldiğimde doktorları ve ortamı görünce içim rahatladı. Dedim ki ‘evet, burada bunu yapabilirler’. Mercy için gerçek şans burada doğdu. Kızım gülüyorsa, ben de gülüyorum. Artık hep birlikte gülüyoruz" diye konuştu.
Karaciğer nakli başarıyla gerçekleştirildi
Mercy’nin ileri evrede, siroz tablosuyla kendilerine başvurduğunu dile getiren Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, "Doğuştan safra kanalı yokluğu olan Mercy, daha önce yapılması gereken ilk müdahaleyi geçirmiş. Genel durumu düşkün haldeydi. Hızlıca hazırlık yaparak nakli gerçekleştirdik" dedi.
"Afrika’dan gelen ilk bebek hastamız oldu"
Prof. Dr. İbrahim Aliosmanoğlu, süreci şöyle anlattı: "Mercy doğuştan safra kanalı yokluğu (biliyer atrezi) hastalığı nedeniyle karaciğer yetmezliğine girmişti. Maalesef erken dönemde yapılması gereken ameliyatı olamamıştı. Bize başvurduğunda karaciğer sirozu gelişmişti ve genel durumu kötüydü. Annesi donör adayıydı, yapılan testler olumlu çıktı ve 15 Mayıs’ta nakli gerçekleştirdik."
Ameliyat sonrası takibe alınan Mercy’nin yaklaşık bir buçuk ay boyunca Antalya’da kaldığını belirten Aliosmanoğlu, "Takiplerimiz olumlu ilerledi, sağlık durumu düzeldi. Şimdi memleketine dönüyor. Mercy, Afrika’dan gelen ilk bebek hastamız oldu. Bu hem hasta hem merkezimiz adına önemli bir başlangıç. Türkiye dışında başka merkezlerle de görüşmüşler, ancak son kararı Türkiye’de ameliyat olmaktan yana kullanmışlar. Bu da bizim için onur verici" dedi.
Prof. Dr. Aliosmanoğlu, bu tür nakillerde hastaların sadece tıbbi değil, sosyal açıdan da desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Mercy artık büyüme sürecinde. Enfeksiyonlardan korunmalı, ilaçları düzenli alınmalı, sağlıklı beslenmeli. Ama aynı zamanda okul çağı geldiğinde okula gitmeli, arkadaşlarıyla oyun oynamalı. Sosyal hayattan koparmıyoruz. Tüm nakil hastalarımızla ömür boyu iletişim halindeyiz. Gerekli testleri kendi ülkelerinde yaptırıp bize ulaştırıyorlar, biz de uzaktan tedavi planlaması yapıyoruz. Gerekirse tekrar Türkiye’ye davet ediyoruz" şeklinde konuştu.
Organ bağışı konusunda da bölgesel farkındalığın arttığını belirten Aliosmanoğlu, şöyle devam etti: "Antalya Şehir Hastanesi’nin açılmasıyla yoğun bakım kapasitesi yükseldi. Bu da kadavra bağışı sayısını artırdı. Bu artışın devamını diliyoruz. Bekleme listelerinde hem karaciğer nakli için hem böbrek nakli için bekleyen çok fazla hasta var. Bunların hepsi maalesef canlı donör bulamıyor. Bazen getiriyorlar, o da uygun çıkmıyor. 7-8-10 tane donör getirip de canlı donör uygun çıkmayan hastalar var ve bu hastaların tek şansı maalesef kadavra. Umarım bu hastalara da kadavra sayısını arttırarak, bir an önce normal hayatlara dönmelerini sağlayabiliriz."