Dert ortak derdimiz ama, çözüm ortak sorunumuz değil. Birileri almış sazı eline istediği gibi çalıyor. Bu durum yeni değil, yıllardan beri süregeliyor. Yıllardan beri her ortamda, her platformda Düzce?nin sorunları konuşuluyor. Konuşan insanlar aynı, çözüm ortakları da aynı. Ama gelişen bir şey olmuyor.
Nasıl oluyor? İşte bunu bilen yok.
Biri çıkıyor, size söz veriyoruz, diyor. Sözlerini unutuyor.. Sonra da çözmediğimiz sorun yok? diye sayıyor.
Oysa;
Düzce?nin hala TEM bağlantısı yok. Üstelik, bu TEM güzergahında bağlantısı olmayan tek yerleşim yeri Düzce?dir.
Yıllardan beri hastane binası yapılamıyor. O birilerinden biri 2015 eylülünde bitireceğiz diyor.
Okulların sağlıklı binaları yok. Hala prefabriklerde eğitim veriliyor.
Kalıcı konutların yolu bitmedi.
Üniversitenin 5 kilometrelik yolu bitirilemiyor.
Yıllardan beri bir Kültür Merkezi binası yapılamıyor.
Hükümetin Düzce?ye turizm ödeneği yok ama turizm konuşuluyor.
Turizm fuarlarına gidiliyor, ellerini yüzlerine bulaştırıyorlar. Şelaleler, yaylalar anlatıla anlatıla bitirilemiyor ama yolları yok kimse tanımıyor, bilmiyor.
Bu örneklerden çok var. İşte onun için ne olacak bu Düzce?nin hali diye sormamak mümkün değil.
İdari kadrolara vasıflı görevli atanmıyor. Çoğunun kadrosu başka yerde, kendisi burada. Siyasetçiler birimlerin tepesinde, iş yaptırılmıyor. Gelenler bu yüzden iş yapmıyor, yapamıyor.
Düzce?nin bu kadar sorunları varken, seçimlere hazırlanan birileri, birbirleri ile uğraşıyor. Önce yerden yere vurduklarını şimdi göklere çıkarıyorlar. Düzce?de her şey güllük gülistanlıkmış gibi Arap ülkelerine yardımı anlatıyorlar. Türkiye?nin ekonomi devi olma yolunda dev adımlarla yürüdüğünü söylüyorlar.
Biri, Düzce?nin tüm sorunlarını çözdüklerini ve sağlıkta bile 3. Sırada olduğunu açıklıyor.
Düzce?de seçimlerden çok, birilerinin düşmanlığı=dostluğu konuşuluyor. Birinin Allah?a şirk koştuğuna şaşıyor. Ama en çok bunu savunmalarına gülüyorlar.
O biri, söylediklerinin yanlış olduğunu 4 saat sonra anladığını söylüyor. Diğeri, ben fark ettim ama, o anlamda söylemediğini bildiğim için ses çıkarmadım diyor.
Ne garip değil mi, ağzından çıkanı kulağı duymuyor... Ama, islamla uzaktan yakından ilgisi olmayanlar böyle anlıyormuş diyor öteki.
Dün söylediklerini bugün inkar edenler, başka hiçbir düşünceye saygı göstermeyenler nasıl hizmet getirecekler? Bu kadar sorun beklerken, çözmediğimiz sorun kalmadı diyenlerden ne beklenebilir?
İşte sorun bu?
Soru da şu:
Ne olacak bu Düzce?nin hali?



