33 YIL

 Bu gazete bu sayısı ile 32 yılı geride bırakıyor. Dile kolay değil mi ?… Düzce'de 32 yıl gazete yayınlamak. Anadolu'da gazete çıkarmak…

Geride bıraktığım yıllarda unutamayacağım birçok anım kaldı. Kitap yazılacak kadar konu ve kişi tanıdım. 
Bu en'lerden kısaca ve satır başları şeklinde bahsetmek isterim;

Düzce ile en fazla ilgilenen siyasetçi Özal Hükümetinin ilk devlet bakanı Kazım Oksay'ı gördüm. Her sorunu ile ilgilendi, bilgi aldı bilgi verdi.

Meslek hayatımda en güzel anlarını 12 Eylül'de askeri yönetimde yaşadım. Gazetelere çok sıcak davrandılar, o tarihlerde her konu ile bireber ilgilendiler.

Rahmetli Avni Akyol'un siyaset adamlığı, Necmi Hoşver' in tuttuğunu koparması siyasetin bende iz bırakanları oldular.

Anlaşamadığım ve  ve bana göre de en anlaşılmaz olanı da Metin Kaşıkoğlu oldu. Kaşıkoğlu diyaloğu en zor olan siyasetçi olarak iz bıraktı.

En ilginç kişiliği olanı da Celal Erbay'dı.

32 yılda Düzce'de hemen her konuda hizmetlerde önemli katkılarımız oldu.

Geçmişini unutanların geleceği olmaz düşüncesi ile Düzce Tarihini yeniden yazdık. Prof. Enver Konukçu ile başlayan tarih araştırmalarımız, Lütfü Şimşek'in binleri aşan fotoğraf arşivi ile sürüyor. Arşivimiz,  çok önemli ve aranılan bir kaynak olarak hizmet veriyor.

Atatürk'ün Düzce'ye gelişi, gazetemizin yeniden gündeme getirdiği önemli tarihi bir konudur.

Düzce'nin simgesi olarak kabul edilen ve yeniden yapılması istenen Saat Kulesi'nin unutulan varlığını gazetemiz ortaya koydu. Ve Saat Kulesi fotoğrafımız arşivimizin  başlanğıcı oldu.

Eğitimde sosyal etkinlikleri başlattık. Resim, fotoğraf ve çeşitli konularda  yazı yarışmaları açtık. Ödüller verdik. Yine Düzce'de yılın en iyilerini seçerek ödül törenleri düzenledik.

32 yıllık yayın hayatımızda iki bürokratla ters düştüm. Biri kaymakam Celalettin Özdal idi. Beyefendi bir kişiliği vardı ama, makamına yakışır uygulamaları yoktu. Kararlarının arkasında duramadı ve Tem'den organize sanayiye bağlantı yolu isteyerek büyük bir gaf yaptı.  Ama bu gafı hala istek olarak devam ediyor.

İkinci bürokrat vali Bülent Kılınç idi. Memurunun isteğine uyarak yasal olmayan bir uygulama istedi. Kabul etmedim, ama bunun bedelini gazeteme 25 ay ilan yasağı uygulayarak ödettiler bana.

O dönemde Savcı da, hakim de memuru oldu. Yasaları hiçe sayarak istediği kararları aldı. Ve Metin Kaşıkoğlu'da Bülent Kılınç'ın yanında yer aldı.

32 yılını Düzce'de gazete çıkarmaya heba eden ben, itiraf ediyorum, manevi alacaklılarımdan hakkımı birgün alacağımı umut ediyorum. İlahi tecelli varsa, bu da gerçekleşecektir.

Gazetecilik adı ile Düzcelileri uyutanlar da var…

Eskiden gazetecilik bir tutku idi. Mesleğin itibari vardı. Meslek sevgisi vardı.

Bu prestij ve itibar, işadamlarının dikkatini çekti. Ve birer birer gazete sahibi olmaya başladılar. Ticaret basının içine girince tabii çıkarlarda ön plana geldi. Bugün sadece gazetecilik yapan basın kuruluşlarının sayısı ülke genelinde bir-iki tanede, Düzce' de bir tek biz varız.

İşte 32 yılın temelinde, meslek sevgimiz yatıyor.

Bu sevgiyi ve 32 yılı anlatabilmek çok zor. 


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://duzcetv.com sorumlu tutulamaz.