Nihayet Düzce Tanıtma ve Kalkınma Vakfının Üniversiteyi işgal ettiği anlaşıldı ve kantin ile otopark alanı boşaltıldı. Üniversite ile vakıf yönetimi arasında uzun zamandan beri devam eden borç-alacak anlaşmazlığı bu kararın alınmasında etken oldu.
Hatırlanacağı gibi vakfın Üniversitenin adını almak için yaptığı mütevelli heyet toplantısından beri bu duruma karşı çıktım. Çünkü, Düzce Kalkınm ve Tanıtma Vakfı, Üniversitenin kurduğu bir vakıf değildi. Hiçbir bağlantısı yoktu. Ama, Önder Tonyalı ve Ali Dilber, vakıf senedindeki?Düzce?de kurulucak yüksek okullara destek verir? sözlerine dayanarak vakıf adını ?Düzce Üniversitesi Vakfı? yapmak istediler.
Hep anlattım, yazdım. Bu mümkün değil dedim. Ve hatta Vakıf üniversitenin adını bile kullanamaz dedim. Ama vakıf üniversitenin kantini aldı, binalarını kullandılar, yönetim kurulu toplantılarını Üniversitede yaptılar. TVci ve hukukçu kimlikleri ile üniversite yöneticilerini etkilediler. Üniversiteyi hobilerine alet ettiler. Tantıtma Vakfını sivil toplum kuruluşu gibi göstererek, kendilerine protokolde yer açtırdılar.
Nükleer Tıp Merkezi olarak yapılan binayı vakfın kantini olarak kullandılar. Hastane için gelen yardımları alarak daha sonra bunu kendileri yapmış gibi üniversiteye verdiler.
İnşaattan dolayı ortaya çıkan maddi sorun daha sonra çıkmaza girdi. Önce Tonyalı, sonra Ali Dilber bıraktı. Kantin işletmesi için rektörü ikna eden Dilber, Ayrılırken, ?Üniversite vakıfı bırakmalı yoksa ciddi sorunlar doğacaktır? dedi. Üniversite değer kaybetti ve kantin işletmecisini de büyük zarara uğrattılar.
?Vakıf? adını kendilerine göre resmileştirdiler ve devletin bir kurumu imiş gibi, bürokratların üzerinde de baskı aracı olarak kullandılar. Üniversite sahibi olan, Dilek, İzzet Baysal, Sabancı vakıfları gibi görüntü verdiler.
Peki nasıl oldu da, üniversiteden çıkarıldılar. Hemde ?işgal? gerekçesi ile?
İzzet Baysal Vakfını, Sabancı vakfını üniversitelerinden kim çıkarabilir?
Demekki Üniversitenin vakfı değildi, hele üniversite kuran bir vakıf hiç değildi. Dışarıdan geldiler, boşluğu kullandılar ve üniversitenin sahibi gibi göründüler...
Bu arada, Ali Dilber ve Önder Tonyalı 2 bin 700 lirayı hala vakıf hesabına yatırmadı. Ama geçen hafta içinde bir törende, Sayın Vali ve eşinin yurt yapımı için bağışladığı yardımı gülerek aldı. Hep böyle yaptılar... Dilber ve Tonyalı Kızılay yurdu yapımı kampanyasına kaç lira ile katıldılar?
Benim Tonyalı'ya yayın yolu ile sorduğum sorulara artık cevap vermese de olur...



