Düzce'de Düzceli yok

Düzceli proje üretmiyor, Düzce'de akıl birliği yok, Düzce'nin gelecek planı yok, Çünkü Düzce'de devlet yok.

 

Önce batıya özendik, şimdi Arap devletlerine özeniyoruz. Ama hepsinin devlet politikaları var. Bu ülkelerde kim hükümet olursa olsun, devletlerinin politikalarını daha iyiye götürme yarışındalar.  Biz bunu yapamıyoruz. 

Son dönemlerde ise Cumhuriyete karşı mücadale yaşanıyor. Cumhuriyetin özellikleri tek tek kaldırılıyor. Kur?an dışı bir İslamiyet aşılanıyor. Çünkü hükmetmek daha kolay olacak. Amerika?nın gelecek politikası  böyle. Protestan Hristiyanlık gibi Protestan İslamiyet  yaratılıyor. Çok yakında Arabistan?da İngiliz mirasi Vahabiliğe dayalı yeni Kur?an çıkarılacak. 

Ve bizim dini baskı aracı olarak kullanan siyasilerimiz hemen buna sarılacak ve cahil halkı etkileyecekler. Tıpkı, din adamı olmayan ama fetvalar ile halkı kandıran  bazı sahtekarlara sahip çıkılması gibi. Ki, eserleri bile hayal ürünü ve çalma olan bu insanları adlarının sonlarına ?...hazretleri ? kelimesini  eklemek gibi?

Bu ahval içinde Düzce unutulmuş durumda.  Siyasiler ve bazı sivil toplumcular Düzce?nin yığınla sorunları dururken, Düzce?de yaşatılan olumsuzluklar varken, bilmem neredeki bir olay milli bir  sorun  gibi kınanıyor, eleştiriliyor?

Yakında seçimler var. Siyasilerde yoğun bir faaliyet yaşanıyor tabi. İsimler üzerinde konuşuluyor. Düzce için proje düşünmeyen taliplilerin bazılarının kazanmaları halinde neler yapacağı ve kimlere neler vereceği dillerde dolanıyor.  

Milletvekillerinin tarafsız kalması gerekirken, her biri birinin destekçisi olmuş.

Siyasiler bütün kurumların başında teccal gibi? Kurumlar baskılar yüzünde çalışamıyor. Yardımcı hizmetlere dahi siyasiler isim öneriyor. Hatta, mesleki okullardaki staj zorunluluğu bile siyasilerin elinde. Hangi öğrenci, hangi kurumda staj yapacak onlar belirliyor, hatta oturacağı masayı bile seçiyorlar.

İhtiyaçlar önceden giderilme yerine, kullanılmaya başlandığında görülüyor ve sonra program yapılıyor. Sonra da bu konular üzerinde siyaset yapılıyor.

Sendikalar birimlerin yöneticisi oldular adeta. Kimin terfi  edeceği kimin nerede görev alacağına kadar karar veriyorlar, istemedikleri isimlere görev verdirmiyorlar.

Devletin kurumlarının malları, siyasi otorite ile kişisel kullanıma veriliyor veya verilmek isteniyor. Kurumların müdürleri devre dışı bırakılıyor.

Ve bütün bunlar, Düzcelilerin gözleri önünde yapılıyor. Kimsenin sesi çıkmıyor.

Devlet yok dedim ama doğrusu Düzce?de Düzceli yok...


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://duzcetv.com sorumlu tutulamaz.