Atatürk'ün "ürünlerimizi ilgilendiren birlikler kurulmalıdır" açıklamasıyla toplanan Birinci Ulusal Fındık Kongresi'nin çalışmaları sonucunda 1938 yılında Fiskobirlik kurulmuş ve fındık milli ürün ilan edilmiştir. Fiskobirliğin kurulmasındaki amaç, ortaklarının sosyal ve ekonomik bakımdan güçlü hale gelmesi ve ürününü pazarda iyi koşullarla satabilmesidir.
Yıllardır Fiskobirlik'te yaşanan yönetim ve fiyat tutarsızlığının sonuçları fındık üreticisini hep mağdur etmiştir.Son yıllarda geliştirilren stratejiler de fındık üreticisini rahatlatamamıştır.Yanlış yatırım ve politikalar nedeniyle fındık üreticisi önünü görememektedir.Örneğin, bu yıl fındık rekoltesinin 450 milyo kilo olacağı tahmin ediliyor. Ancak TMO'nin depolarında 150 milyon kilo fındık olduğu söyleniyor.Bu durumda,TMO'nın elindeki fındığı nasıl değerlendireceğini açıklamaması piyasada fiyat istikrarsızlığına neden oluyor ve üreticinin kafası karışıyor.Gelinen nokta fındık üreticisini yoruyor ve fındık tarlasından uzaklaştırıyor. Dünya fındık üretiminin yüzde 70'ini elinde bulunduran ve üretimin %85'ini ihraç edilerek ülke ekonomisine önemli katkı yapan fındık üreticisi emeğinin karşılığını almalı ve 2011 fındık piyasası üreticiyi mağdur etmemelidir..
İklim koşullarına bağlı olarak fındığın son yıllarda iyi para etmesine karşın pazarlama yöntemlerinde yapılan yanlışlıklar nedeniyle fındık dünya standartlarında hak ettiği yerde değildir. Türkiye, fındığının büyük çoğunluğunu Avrupa devletlerine satmaktadır. AB ülkeleriyle yaptığımız dış ticaret ilişkilerimizde tüm mallar değer kazanırken fındığın aynı ölçüde değer kazanmadığını rakamlar göstermektedir. Fındık üretiminde ve pazarlanmasındaki gelişmeler bir önceki yılı arattığı görülmektedir. Fındıktaki gerilemenin önü düzenleyici kurallarla açılamadığı takdirde gelecekte fındık üretimini yapacak üreticinin bulunamayacağını herkes görebilmeli ve tedbirler bu bilinçle planlanmalıdır. Çünkü, Türkiye'de 4 milyon insanın fındık üretimiyle ilişkisi vardır. Fındık, Düzce ilini de içine alarak tüm Karadeniz insanının önemli geçim kaynağıdır. Bu kapsamda fındık üretimiyle uğraşanların sosyal ilişkileri dikkate alındığında bu gelişmelerin bir de sosyal boyutu olacağı düşünülmelidir.
Fındık üreticilerinin beklentilerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz :
a) Fındık piyasasını iyi takip ederek fiyat istikrarını sağlayacak tedbirler zamanında alınmalıdır.
b) Fındık üreticileri, dünya fındık üretim standartları düzeyinde eğitilmelidir.
c)Fındık için belirlenen stratejiler gözden geçirilmeli ve ürünün rekoltesi 800-900 milyon kilo arasıda iken strateji test edilmelidir.
d)Fındığın desteklenmesine devam edilmelidir.
e)Lisanslı depolar arttırılmalıdır.
f) Ülkemizin "ulusal fındık politikası" olmalıdır.



