İş hayatının her sürecinde belirli kavram ve yenilikler ortaya çıkar ve teknolojik gelişmelerle değişir. Bu değişimleri gören ve fırsatları akıllı kullanan şirket yöneticileri veya sahipleri tüm zorluklarla mücadele etmede başarılı olurlar. Diğerleri ise, ekonomik dalgalarla boğuşur ve sonunda dalgalara yenik düşerek iş hayatından koparlar.
21. yüzyılın başlarında şirketler, değişime ayak uydurabilmek için yeniden yapılanma ve örgütlenme zorunda oldukları bir süreç yaşandı. Bu süreç, aile şirketlerini devam edebilmeleri veya edememeleri konusunda uyardı. Diğer bir deyişle, şirketlerin bir kırılgan noktada oldukları konusunda ipuçlarını verdi. Bu gelişmelerin farkına vararak şirketin devamlılığı için gerekli çalışmaları yapıp fırsatları iyi kullanan şirket sahipleri yollarına devam ettiklerini görüyoruz.
50 yıllık bir işletme olarak halen hurda teknoloji ile çalışıyorsa burada bir sorun var. Böyle bir işletmenin devam etmesi olanaksızdır. Amaç, yerinde sayan ve gittikçe küçülen bir şirket değil, değişimlere ayak uyduran gelişme ve büyümeye açık olan fırsatları iyi kullanan tüm kırılgan süreçlere dayanıklı olan uzun ömürlü şirketlerin sayısını arttırmaktır.Bu nedenle, aile şirketlerinin büyümesi ve artması, iş yapmanın ilke ve kurallarına bağlı olduğunu Ticaret ve Sanayi Odaları ve yerel yönetimler iyi analiz etmeli ve yol gösterici olmalıdır. Çünkü, aile şirketlerinin finans ve bilgi yönetimine ihtiyaçları vardır. Ülkemizin işletme ve ekonomisini yönetenler aile şirketlerinin kırılma süreçlerinde sorunlarını çözmede yeterli katkı sağlayamadıkları kanaatindeyim. Şayet, bu şirketler doğru yönlendirilselerdi yıllardan beri tartıştığımız sorunlar bugün tartışmazdık. Sermaye, mal ve hizmet dolaşımının hız kazandığı ve rekabetin ön plana çıktığı globalleşen dünyada aile şirketlerinin bu hıza ayak uydurması kolay bir iş değil. Bu bağlamda, tüm zorluklara karşın faaliyetlerini sürdüren aile şirketlerinin sorunları dikkate alarak rekabet gücünü ve faaliyet hızını arttırmaları konularnda ülke ekonomisini yönetenlerin önemli sorumlulukları vardır. Bu şirketlerin zaman kaybetmelerine tahammülleri olmadığını ve verimliliğin arttırılamaması halinde ekonomide önemli kayıpların olabileceğini sorumluların dikkatine sunmak isterim. Aile şirketlerinin kırılma süreçlerinde desteklenmesinin ve yol göstericiliğinin yararları aşağıdaki biçimde özetlenebilir :
· Kırılma noktasının temel sorunları tespit edilir.
· İşletme körlüğünden kurtularak verimli çalışmaya başlanır.
· Şirket yönetiminin değişimini engelleyen davranışlar belirlenir.
· Görünmeyen sorunların açığa çıkarılması sağlanır.
· Sorunların çözümüne en uygun planı hazırlama fırsatı ortaya çıkar.
· Şirketin dağılmasını engellenerek faaliyetine devam etmesi sağlanır.



