DÜZCE; SANAYİ ÜRÜNLERİ, TURİZM VE TARIM SEKTÖRÜ İLE BÜYÜMELİ
Düzce'nin yüzölçümü 259.000 hektar olup, 328.916 bin nüfusu vardır. Kullanılabilir tarım arazisi 39.163 hektardır. Türkiye toplam fındık üretiminin %15'i, mısır üretiminin %3'ü Düzce'de üretilmektedir. Büyük ve küçük baş hayvancılığı ile kümes hayvancılığı halkın geçim kaynakları içinde önemli paya sahiptir. Ayrıca yılda 110 ton alabalık üretimi yapılmaktadır. Yüzölçümün 105.364 hektarlık alanı ormanlık alandır. Düzce'nin bir geçiş noktası olması açısından ulaştırma sektörü önemli yer tutmaktadır. Karayolu bağlamında taşımacılık sektörüne hizmet verebilecek tesis sayısı yoğundur.
Düzce 17 Ağustos 1999 Marmara ve 12 Kasım 1999 Düzce depremleri ile iş yerleri kapanmış ve üretim kayıpları olmuştur. Tüm bu olumsuz gelişmelere karşın 2011 yılında şirket merkezi Düzce dışında şirketler de dahil 1 milyar 260 milyon $'lık ihracat yapmıştır. Düzce merkezli şirketlerin payı ise 72 milyon $'dır. İç fındık, kereste, boru, parke, tekstil, mobilya, kaplama, av tüfeği, elyaflı boru, cam, motosiklet ve bisiklet iç ve dış lastiği ihracatı yapılan ürünler arasında yer almaktadır.
Günümüzde turizm önemli ekonomik sektör haline gelmiştir. Düzce turizm potansiyeli yüksek olan bir ildir. Ancak Düzce'nin turizmde hak ettiği bir yerde olmadığı da bir gerçektir. Düzce doğal güzellikleri, Akçakoca deniz plajları ve alternatif turizm potansiyellerini bünyesinde bulundurmaktadır. Düzce turizmde bir yol haritası ile turizm değerlerini ortaya çıkararak önemli gelir kaynağı oluşturmalıdır.
Düzce'nin sanayide, turizmde ve tarımda sahip olduğu tüm olanaklara karşın yapılaşma plansız ve sorunlu. Düzce, coğrafyasında büyük avantajlara sahip fakat bu avantajlarını kullanamadığı yapmış olduğumuz tespitlerdir. Düzce'de inşaat sektörü hızlı gelişiyor ve TOKİ inşaatları devam ediyor. Gelişmeler ve inşaatlar batı yönlü olup Sakarya ile birleşiyor. Kocaeli ve Sakarya'da sanayi yatırımları arttıkça yer bulamayacak yatırımcılar için Düzce İstanbul'un arka bahçesi olmaya en şanslı il olacaktır.
Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre Gayri Safi Yurtiçi Hâsılası (GSYH) içinde %0.2 paya sahip olan Düzce, %12.21 toplam endeks değeri ile illerarası rekabetçilik endeksi sıralamasında 61. sırada yer almaktadır. Yine aynı kurum verilerine göre 1142 $'lık kişi başına düşen GSYH ile iller arasında 59. sırada yer almaktadır. GSYH'nın içinde %28 tarım, %11.8 ticaret, %25 hizmetler, %4.8 inşaat, % 5.6 diğer sektörler yer almaktadır. Devlet yatırımlarının GSYH içindeki payı %11.6'dır.
Her ilin kaynaklarını ve olanaklarını bilimsel olarak ölçüp değerlendiren, öncelikleri belli olan, o kentte yaşayanların benimsediği merkezi planlamaya uyumlu bir yol haritası olmalıdır. Düzce'de de böyle planlar yapılmıştır. Ancak, bu planların uygulamada eksiklikleri ve sapmaları var. Sektörlerin dağılımında sorunlar yaşanıyor. Her sektörün faaliyetine izin vermek rasyonel olmayabilir. Düzce'de ne yapılmalı sorusuna cevap aranırken, önce Düzce'nin orman ürünleri endüstrisine çözüm bulunmalı, İnegöl ve Kayseri mobilya kentleri diye ön plana çıkarken Düzce niye mobilya endüstrisinde yok? Mobilya ve ağaç ürünleri sanayisinin Düzce'lileri mutlu etmesi gerekir. Düzce içe dönük bölünmüşlüklerini aşarak ortak bir politika çerçevesinde sanayideki durumunu değerlendirmelidir.
Düzce'de ortak akıl projesini ivedilikle harekete geçirilerek zaman kaybetmeden bitirilmesi gereken çalışmalar yapılmalıdır. Öncelikle havaalanı projesi yapılmalı ve Sakarya'dan demiryolu bağlantısını gerçekleştirmelidir.
Yeni teşvik yasası Düzce'ye fazla olanak getirmiyor. Mevcut yatırımların kapsama alınmaması büyük sorun. Bu yılsonunda bitecek 5350 ve 5084 sayılı yasalarla uygulanan SGK primi işveren desteği yok. Bu koşullardan yararlanmak için yatırımların OSB'de yapılması gerekiyor. Turizm yatırımlarının teşviki Düzce için önemli. Fındık ve gıda sanayi özel destekli sektörler olarak yeni yasa içinde yer almalıydı.
Düzce'nin yol alabilmesi için sanayi, turizm ve tarım sektörleri birbirlerini tehdit etmeden rekabet odaklı bakış açısı dikkate alınarak öncelikler belirlenerek kentin geleceğinin nasıl konumlandırılacağı net bir biçimde tanımlanmalı ve yaratıcı alanların etkisini hızlandıracak planlamalar yapılmalıdır.



