Geçtiğimiz Cuma günü, namazdan sonra da yine Düzce?de bir çok unsur, tatile. Bir çok şey kendi haline kalmaya devam etti.
Birkaç gün önce yazdığım,?...Ve Düzce Cuma namazı sonrası tatile girer? başlıklı yazımda bahsettiğim gibi aynen bu Cuma namazı sonrası da her şey önceki günler gibiydi.
Düzce, bence çığırından çıkmıştır. Düzce?de dertli toplu bir şey kalmamıştır.
Trafik,tamamen gevşemiş, park ücreti adı altında resmen ticaret düzenine girmiştir.
Düzce, hafta sonu kaderini yaşamaktadır.
Şehrin ortasında yaya geçidinde kadına araba çarpmıştır. Ambulans bile kaza yerine zorla gelmiş. İstanbul caddesindeki parklar yüzünden ambulans yol ortasında kalmış ve yaralı kadına zorla müdahale edebilmiştir.
BU MOBESELER GÖRÜYOR MU? YOKSA İŞ OLSUN DİYE Mİ DURUYOR?
Bunlar büyük cami önündeki, mobesa çalışıyorsa bir- bir kayıtlıdır.
Kaza yerine ise iki polis ekibi gelmiştir Yaralı gittikten sonra yine trafik Arap saçına dönmüştür. Ve iki genç trafik polisi birkaç dakika büyük cami önünde durup birkaç cılız düdük çaldıktan sonra ortadan kaybolmuştur.
YEY-PAŞ, YAYI BOŞ VER PARAYA KOŞ
Yey- Paş İstanbul caddesi ve devamında her yere araç park ettirmek için her yöntemi deniyor. Bu yüzden çıkan aracın yerine yenisini koymak için uğraşan Yey-Paş ekipleri İstanbul caddesinin düzenin bozduğunu iddia ediyorum.
Düğün konvoyları bahşişçilerin resmen saldırısına maruz kalmışlardır ve ayrıca müdahale edilmemesi yüzünden mağdur olmuşlardır.
Hafta sonu yine Düzce?nin dört bir yanı sahipsiz ve dilenci kaynıyor.
Şakuç köprüsü bir inşaat faciası. Yeni hal binasının olduğu yere yapılan inşaat halen bitmedi arka kısmındaki yol daracık. Ön tarafı zaten şantiye gibi.
DEVE KUŞU GİBİLER
Mimar Sinan caddesinde hız yarışı gırla gidiyor. Yaşlı- genç- özürlü yağmurlu havalarda bile karşıdan karşıya geçmek için sürücünün insafına kalmış. Sürücünün ise umurunda bile değildir.
Buna Düzce?yi yönetenlerin de vurdum duymazlığını eklersek vatandaş Allaha emanettir.
Asar deresi üzerinde dört- beş yaya köprüsü vardır. Ama vatandaşın rahatça her iki tarafa geçmek için ne yaya işareti ne hız kesici vardır. Bu sorunları İl Trafik Komisyonu dahil kimse görmezden geliyor. Yani, ölü taklidi yapılıyor.
SEÇİMİ ALMA REHAVETİ DEVAM EDİYOR.
Okullar başlıyor. Sıkıntı hat safhada. Okul müdürlerini oradan oraya savurdular. Bitmeyen ve başlamayan okullar.
Orta kısım açmak için darmadağın edilen ilk ve orta okullar. Eksik dururken müdürle, öğretmenle uğraşan bir akıl almaz uygulama.
Bir türlü çözümlenmeyen yurt yeri sorunu. Topu bir birine atan bir zihniyetle yine üniversite öğrencisi perişan.
İstanbul Bağdat caddesinde bile 3 liraya yanında ikram ile on numara servis yapılan kahve, Düzce?de kuru kuruya beş buçuk lira. Sirke gibi çay üç lira. Bir 50 cc?lik su iki lira. Umumi tuvalet her başka illerde bedava. Bizde bir lira.
Park ve bahçeler, eski terminal resmen mezbelelik. Film platosu perişan. Ulaştırma da halen karmaşa sürüyor.
Benim gözümle gördüğüm, buna mukabil olarak, hiçbir şey yokmuş gibi rahat olan seçilmiş atanmışlar ile bir biriyle didişen bir siyasi yönetim.
Düzce?de her şey durma noktasında.
Fındık üreticisi kalmış tüccarın eline.
Hep bir daha ki yıla ve gelecek zamana atılan işler yüzünden geri geri giden bir çok hizmetin devamı da meçhul.
Bunca sorun varken, Düzce?de seçim gevşekliği- uzun adam rahatlığı gırla gidiyor.
Düzce?de muhalefette, çekilmiş bir kenara.
Sizin anlayacağınız Düzce takoza çekilmiş gibi.
Kısacası, birileri Düzce?de ölü taklidi yapıyor. Ve ben bunu anlamakta zorluk çekiyorum.
Acaba bizde mi bunca soruna, ihtiyaca, vatandaşın bize anlattığı derde ölü numarası mı yapsak sizce?



