Bir vekil, ?Biz laf değil iş peşindeyiz? diyerek turizm alanlarına 4 milyon lira çıkardıklarını öne sürüyor. Bu sözler üzerine mevsimin Eylül olduğunu hatırlıyorum ve kendimi bir anda aktardan kına siparişi verdiğimi hayal ediyorum.
Acaba, bu para yaz sezonu biterken çıktığına göre kış turizm için mi ayrıldı? diye aklıma geliyor. Sonra, koca bir yaz perişan halde olan turizm alanlarının halini düşünüyorum. Şöyle tabloya bakıyorum, kuzu veya dana kesilen yerlere giden yollar yapılsa yeter şeklinde bir düşünce içimden geliyor.
TELEFERİĞİ İLK DEFA MI GÖRDÜNÜZ?
Kardeş şehir dedikleri yeri gezisinden sonra Ticaret Sanayi Odasının değerli Başkanı Fahri Çakır?ın bu şehirdeki teleferiği görüp hayranlığını dile getirdiğini ifade eden sözlerini görüyorum. Aklıma neredeyse 50 yıldır var olan Bursa?daki teleferik geliyor. Acaba diyorum sayın Çakır,Uludağ?a gitmedi mi hiç? Sonra, yine aklıma aktardan kına siparişi vermişim gibi bir düşünce geliyor. Yine aklıma kına geliyor.
Şu Pürenin yolları aklıma geliyor. Hani Abant?a bağlanacak yol ne oldu diye düşünüyorum. Efteni kaplıca harabeleri ve Efteni sazlık cennetini aklıma getiriyorum. Kardüz var ya Kardüz ah? bir teleferik koysak denmeleri düşünüp ?Bu kaçınca bahar, ne zaman geleceksin ey yar? diye dizeleri bulunan bir şarkıyı hatırlıyorum.
Sonra yine kına- yine. Hep kına geliyor aklıma.
DAM ÜSTÜNDE SAKSAĞAN
Hırvatların tarihi bir şehri ile kardeş olduğumuzu belgeleyen çalgılı- yemekli manzaranın resimlerine bakıyorum sonra,aklıma Ağustos böcekleri geliyor ister istemez.
Nereye gelecekler bu Hırvat turistler. Neresini göstereceksiniz? Kardüz?ü mü? Püreniye mi? Efteni harabelerine mi? Adı Cenepis?e çıkan Ceneviz kalesini mi? Düzce?deki gecekondu gibi gözüken film platosunu mu? Bu şehir içi trafiğini mi? Bu parkların çeri çöpünü mü? Her yeri patlak süs lambalarını mı? Şakuç köprüsünü mü?
Kına satan aktar dükkanı geliyor yine aklıma.
BİR ZAMANLAR DÜZCE?NİN ADI DA YEŞİL DÜZCEYDİ.
Balkanların tarihi bir kenti ve nüfusu 50 bin civarında olan, adı da, Hırvatça Meşe Ormanı anlamı olan Dubrovnik şehriyle kardeş olan Düzce, bu kardeşlere nasıl bir tarihi yerler, hangi kalmayan orman- yeşillik göstereceksiniz?
Bir zamanlar yine böyle bir AB projesi olan Sırbistan-Karadağ bölgesindeki nüfusunun büyük bölümü Müslüman Boşnak ve Türklerden oluşan Yenipazar (Novipazar) ile de kardeş şehir olmuştuk. Sonrası 5-6 yıl geçti ve arkası fos çıktı. Novipazar, yani Yenipazar, İstanbul- Adapazarı- Bursa ?İzmir gibi illerdeki ilçelerle kardeş şehir oldu ve bir çok etkinliklerde bulunuldu.
Acaba burada da kına lazım olur mu diye düşünüyorum biran.
BİR ZAMANLAR KARDEŞ OLMUŞTUK- ŞİMDİ ÜVEY OLDU
Hatta hatırlatmış olayım. O günün Yenipazar Belediye Başkanı vekili Vasviya Gusinaç Düzce?ye, bizim zevatta oraya gitmişti. O şehrin ortasından bizim Asar deresi gibi bir deresi bulunan bu şehirle bir proje yapılmıştı. Bu gün Asar deresinin stili oradaki derenin modeliyle yapılmıştı. Bu gün oradaki derenin her yanı pırıl- pırıl ve üzerinde birde sosyal tesis varken bizimki 6 yıl önceki gibi durmaktadır. Bizim Düzcespor bölgesel amatörde oynarken Novipazar süper ligde oynamaktadır.
Dubrovnik muhabbetine gelince şehir içinde bir serbest bir yeşil alanı olan, ne şehir efsanesi bulunan, ancak 5-6 yıl önce ulu orta,kıyak olsun diye sağa- sola dikilen ucube heykelleri, hükümet konağı önünde öküz arabasını, ne olduğu, ne yazdığı bile bilinmeyen park gazinosu önündeki tarihi dikitlerden başka gösterilecek bir yerine rastlanmayan, Düzce?nin, Dubrovnik ile nasıl ortak noktası olacak?
Kınayı ayrı- ayrı paket mi yaptırsam?
Bu iş sadece bir AB, yani Marmara Kalkınma Ajansının formalitesinden öteye geçmeyecektir. Çünkü bizde cep delik çapken delik. Düzce?ye her gelen Marka Kent sloganıyla söze başladı. Ancak Markayı geçtik Arka Kent olmaktan kurtulamadık.
Kınayı ne kadar alsam diye geçiyor yine kafamdan.
ISPANAK MUHABETİ
Bu arada siyasi arenada muhalefetin bile yapamadığının iktidar partisinin kendi arasında yaptığı iç- soğuk savaşlara şimdide ıspanak da eklendi. Bu siyasiler, etten bıktı, şimdi sıra sebzede.
Düzce üniversitesinin yurt değil de yüksek okulu için istediği işyerleriyle ilgili konun artık cılkı çıktı. Kim haklı? Üniversite mi- İl Özel İdaresi mi- İl Genel Meclisi mi? Yoksa Milletvekili mi beli olmayan bu konuda giren yine Düzce?ye oldu.
Türk Hava Kurumu Üniversitesinin Bolu?ya hazır hale getirilmiş binasında eğitime açılmasını seyredenler topu yine bir birlerine atarak, kuzu- dana ve son olarak ta ıspanakla devam kararı aldılar. Ispanaktan yağ çıkar mı bilmem ama, bu seçilmiş ve atanmışların yaptığı lüzumsuz işlerden bir cacık bile çıkmaz.
Ispanak yerine kına daha iyi değil mi diye geldi aklıma niyeyse.
HADİ AL BUNU AÇIKLA HİKAYESİ
Aylardır basına,siyasi patronuna sormadan bir tek açıklama yapamayan, seçme cenin biri, aynı kalemden çıktığı açıkça belli olan bir basın açıklamasıyla sözde vekile kafa tutmuş. Bu il genel meclisteki seçme cenin patronu da aynı ağızdan aynı vekile kafa tutarak, iktidar partisinin ne hale geldiğini bir kez daha belli etmişler.
Kısacası, tüm bu manzaralara bakınca, aklıma hep aktardan kına almak geliyor ister istemez?



