DÜZCE?de geçen haftaya, iş olsun sepet dolsun türünden, bir takım körler sağırlar bir birlerini ağırlar cinsinden eğlencelerle iş başı yapılıp, 19 Mayısı Atatürk?ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını şöyle teğet geçildikten sonra Başbakanın Düzce mitingiyle bu haftayı da yarıladı.
Önce niye adı Ot olduğuna anlam veremediğimiz bir eğlentiyle başladı geçen hafta. Bizim Perşembe ve Salı ile Cumartesi ve de büyük cami karşında üretici kadınlarımızın her daim sattığı yeşil sebzeler ve yemekleri belediye önünde gösteriye dönüştüren ot festivali, siyasi parti adaylarının boy gösterdiği eğlenti yapıldı, çocuklar gibi şen yürüyüşler gerçekleştirildi.
Üretici, yani otlar dediklerini eken kadınlar pazaryerlerinde zor durumda. Cami karşısında satsalar zabıta tepelerine biniyor. Üretici belgesi olmayan kadın pazarda satış yapamıyor. Yer parası kök gibi kazık. Emeğinin karşılığını ise hiç alamıyor kadın üretici.
Diğer yandan, Düzce ovasında ekim alanları hayli ufalmış, butik tarım ve seracılık başlamıştır. Yani, birilerin ot dediği o bitkilerin ekim alanları bir -bir elden çıkmaktadır. 50 köyü mahalle yapılan Düzce?de çok değil 10 sene sonra bu ot dediklerinizin resimlerde göreceksiniz.
Düzce?nin bitkisinin, tarımının otunun beslendiği sulama kanaletleri paramparça, yenilmesi gerekiyor. 10 yıl sonra bu otları da bulamayacak Düzce. Allah yağmur versin diye dualar edecek Düzce.
Asıl bunların dikkate çekilmesinin yerine üç beş yeşillikle tam seçim arifesinde bu işin yapılmasını çok manidar buldum.
Dönelim Düzceli kadınların, yaşlı ve özürlülerin haline? Kadınlarımız, İstanbul caddesi dahil, Mimar Sinan, Asar caddelerinden yaşlısı, genci özürlüsü ve çocuklusu yolu karşıdan karşıya canını dişine takarak geçiyor.
Belediye yaşlının, özürlünün halk otobüsü serbest dolaşım kartını iki kullanımlık sınırına koymuş. Zavallı bu insanlar, İkinci bir otobüsle Muncurlu ve üniversite hastanesine giderken 2.5 liraya, dönüşte de 2.5 liraya hazır kart almak zorunda. Sen ot festivali yap dur. Gün geçsin, gönül eğlentisi olsun?
Bizimkiler ise ot ile yemekle günü gün ederek iş olsun sepet dolsun diye bir türden ottan işlerle uğraşıyor. Hem, adı niye Ot? Bitki niye diye değil? Ot denince akla çok şey geliyor. Say- say bitmez anlam taşıyor. Tyche bereket tanrısının çağrıştıran bir isimle. Bu tanrının bir kopyası Düzce müzesinde var. Onu bari günü birlik getirirdi insan.
Yapılacak çok şey var çok! Mesela, Düzce köftesinin marka olması için başlatılan çalışma yerinde sayıyor. Sen festival ve ahilik kutla. Asıl yapılacak işleri yapma.. .
Yelken yarışması dedikleri eğlenti. 1999 yılında o günün belediye başkanı Şevket Yıldırım tarafından İzmit Yelken kulübünün iştirakiyle yapılmıştı, Hasanlar barajında. Şimdi belediye başkanı ise ilk defa yaptığını açıklıyor.
Şimdi lay- lom bir iktidar etkinliğiyle yapılan bu eğlentinin Düzce?ye ne yararı var?
Ziraat Odası Başkanı ve Sulama Birlikleri diyor ki, feryat figan: Hasanlar barajının altı erozyon nedeniyle doldu. Temizlenmesi lazım. Kanaletler kırık dökük. Ovaya su veremiyor.
Sen Hasanlar barajının altında hiçbir iş yokmuş gibi üstünde kayıkçılık, yelkencilik oyna mangal yap.
Düzce, 10 yıl sonra susuz ve tarımsız kalacak. Sen çık, Düzce?de dere var, şelale var, göl var diye kürsüden ver ayarı.
Düzce?de her dönem şu bizim turistik yerler gündeme gelir. Şenlikler, eğlentiler, akraba turizmi yapılır. Sonra her şeyi bırakırlar gelecek yaza. Ağustos böceği misali.
Festivaller, eğlentiler, okullar tatil olunca yaz sezonunda yapılırdı. Bu yıl seçim sezonunda yapıldı.
Kaynaşlı?da Kırgın da konsere bak. Kaynaşlı?nın haline bak: D-100 karayolu perişan, karanlık içinde. İşsizlik diz boyu. En çok boşanmada rekortmenlik Kaynaşlı?da. Birçok olumsuzluk diz boyu. Hadi bakalım Murat Başaran, gel de seçim zamanı bizim halkı bir oyala.
Daha var. Yazayım mı?
Gümüşova?da Gençlik konseri: Ama gel sen sporcuları ulusal yarışmaya yollama. Stat dibinde hiçbir işe yaramayan tenis kortu. Sahaların geneli bakımsız. 18 Temmuz stadının iç çevresi çöpten ve araçtan geçilmiyor. Gençlik konserine dikiz.
Sizin anlayacağınız bir hatırlatayım dedim?



