Değerlerimize sahip çıkalım

Hayatımızda SUYUN ve EKMEĞİN özel bir yeri vardır. Türklerde ekmek her zaman kutsal ve kıymetli bir yiyecek, su ise insan hayatının vazgeçilmezlerindendir.

 

 

Atalarımız ?Nan-ı aziz, ab-ı leziz? dediler asırlar öncesinden. Ekmeği AZİZ, suyu ise LEZİZ bildiler ve yerleşeceklerin yerin suyunun lezzetine göre oraya yerleşirlerdi. Eğer suda bir lezzet bulamazlarsa zinhar ev değil çadır bile kurmazlardı o mekana.. Ekmeği ise kutsal bildiler ve Aziz bildiler. Yere düşen bir ekmek parçasını yerden alıp öpüp alnına koyarlar ve özür dilerlerdi o nimetten.. Ne zamanki biz değerlerimize sahip çıkmadık, işte o zaman ağzımızın tadı bozuldu.. Ne ekmeğimiz aziz oldu nede suyumuz leziz? Baksanıza etrafımızda çöp konteynırlarında israf edilen ekmek den geçilmiyor. Yiyeceğimiz kadar almadık ekmeğimizi. Sanki yarın savaş çıkacakmış gibi doldurduk evimize bu kutsal nimeti, sonrada bayatladı diye çöpe attık.

Her değerimizle oynandığı gibi bu iki kıymetlimizle de oynanmış ve suyumuzun ve ekmeğimizin başına gelmeyen kalmamıştır. Fabrika atıklarını, çöp ve kanalizasyon atıklarını suyumuza boca etmek artık neredeyse farz olduğu ülkemizde, ekmeğimizin de aynı kaderden nasibini aldığı bir gerçektir.

Suyumuz ise ayrı bir facia zaten. O leziz olan suyu kirletmek için neler yapmadık ki biz.. Fabrika atıklarımızdan tutunda lağım ve pis sularımızı akıttık içilebilir sularımıza.. Sonrada içine katkı maddesi konulan ve plastik şişelerde içtik suyumuzu hiç lezzet almadan.. Çocukluğumdan biliyorum, her tarlanın başında pınarlarımız vardı. Ve buz gibi hani karpuz çatlatan dedikleri sulardan içtik ve yorgunluğumuzun terini soğuttuk pınar başlarında. Yavuklular pınar başlarında aşk ateşini soğuttu ve türküler yaktı sevdiceğine.. Anlayacağınız pınarlar ve çeşme başları buluşma ve sohbet mekânı oldu kafeteryalar icat edilmeden önce. .

Köy fırınlarında pişen somun ekmeğinin kokusu ise köyün en ucundan duyulurdu. Büyük şehirlerde ise SU SEBİLLERİ olur susayan kişilere bedava su verilir, acıkanların ve parası olmayanların imdadına da AŞEVLERİyetişirdi.

Gelelim günümüze..

Kullanım suyuna yüksek ücretler ödeyerek yaşayan bir toplum olduk. İçme suyumuzu da yabancı pazarların insafına bırakarak her türlü kalitesiz, lezzetsiz ve sağlıksız suyun içme suyuna çevrilerek nasıl bir soygun yaşadığımıza şahit oluyoruz. Meşhur Uludağ suyu diyerek nasıl kuyu suyu içtiğimizi ve pınar suyu diyerek dere suyu içtiğimizi biliyoruz. Devlet tarafından denetlenerek bulaşık bile yıkanmaz dedikleri suyun nasıl birden bire aklanıp paklandığını da gördük. Benim en çok canımı sıkan şey ise, tamam dere veya kuyu içiriyorsun be mübarek, bari paketlenmesini insan sağlığını düşünerek yap. Nerde kalitesiz plastik damacana ve plastik şişe varsa kullandılar sularımızda.

Birkaç gün içinde tüketilmeyen suyun dibindeki çökeltilere ve çerçöpe rastlandığını da gördük. Hatta içinden denizanası çıkanı, sigara izmariti çıkanı da gördük.

Ekmeğimiz ise Allah?a emanet.. Nerede bir zararlı katkı varsa, bunun içinde beyazlatıcı kimyasallar da dâhil ekmeğimizde kullandık. Bir ara esmer ekmek, beyaz ekmek ve çavdarlı, kepekli ekmek yiyeceğiz diye neleri yediğimize şahit olduk. Gramajından çalanda var bu talanın içinde, insan sağlığını bozan hatta çağımızın hastalığı obezite ye çanak tutanlarda var..

Şimdide yine yabancı firmalara pazarlanan ve HES dedikleri hidroelektrik santrallerinin sayesinde aynı zamanda altın ve gümüş madenlerinin sayesinde içme sularımızın nasıl siyanür kaynadığını görmüyor musunuz?. Ne çabuk unuttuk Bergamalı köylülerin kahramanca direnişini altın arayıcılarına karşı. Ne çabuk unuttuk bu direnişin sembolü olan Hoptediksi.. Sadece sularımızı ve yer altı kaynaklarımız kirletseler neyse, ya iğrenç bir şekilde ağaç katliamlarının yaşandığını görmedik mi?.. Gördük tabii ki ve sustuk..

Bunlar bizim hayatımızın ortak değerleridir, lütfen bu konuda duyarlı olalım..Siyasilerimizin bu saydıklarımıza duyarlı olacağını zannetmeyin. Onlar için varsa yoksa peşkeş çekme. Yok vatandaşın sağlığı ile oynanıyormuş, yok gıdalarımızda ve sularımızda oyunlar oynanıyormuş umurlarında bile değil. Onlar için hiçbir şey değişmez, ama bizim için değişir..Lütfen değerlerimize sahip çıkalım ve onlarla oynanmasına izin vermeyelim..

Hoşça kalın. 


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://duzcetv.com sorumlu tutulamaz.