BEL?AM?..

Siyaset literatürüne giren BEL?AM sözcüğü nedir diye araştırdım biraz sağı solu.. Karşımıza Musa A.S. devrinde yaşamış, özü sözü bir ve duaları kabul olunan makbul bir kişi iken, daha sonra inanmayanlara yaranmak için din adına gerçekleri değiştirmiş bir ilim adamı olan Bel?am İbn Bâura çıktı karşımıza..

Öyle uzun uzadıya bu kıssadan bahsetmeyeceğim ama, kısaca Hz. Musa A.S. için bedduaya zorlanan ve beddua eden bir kişi olarak ibretli hikâyesi ile çıkıyor karşımıza Bel?am?

Bel'am sözcüğü İslâm literatüründe, dünyevî çıkar ve hesaplar için Allah'ın dinini tahrif eden bir ilim ve din adamını küfür sistemlerine ve kâfir yöneticilere yaranmak maksadıyla Allah'ın hükümlerini çiğneyen ve asıl gayesinden saptıran kimseleri temsil etmektedir.

Çok sık bahsedildi bu sözcük Meclis konuşmalarında siyasiler tarafından. Hak eden hissesine düşeni alır misali, bizde bu konuda neler deniliyor ona bakalım istedik. Allah Kur?an-ı Kerim?inde, verdiği ilimle amel etmeyen, bunu dünyalık basit menfaatlere değişen, şeytana uyup azgınlardan olan ve böylelikle Allah?ın gazabını hak eden din adamları ve idarecileri için üzerinde ibretle düşünülmesi gereken bir misal veriyor.

Allah (C.C.) şöyle buyuruyor? ?Ey Muhammed! Onlara şu adamın halini anlat. Biz ona ayetlerimizi vermiştik. O, onlardan sıyrılıp çıktı. Şeytan onu peşine taktı. Nihayet azgınlardan oldu. Eğer dileseydik onu bu ayetlerimizle yüceltirdik. Fakat o, ebedi kalacakmış gibi dünyaya sarıldı ve arzularına uydu. Onun hali şu köpeğin durumuna benzer ki; üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur, kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. Ayetlerimizi yalanlayan kavmin sıfatı işte budur. Ey Muhammed! Bu kıssayı anlat belki düşünürler. Ayetlerimizi yalanlayan, böylece kendi nefislerine zulmetmiş kavmin sıfatı ne kadar çirkindir.? (A?raf: 175- 177)

Bunlar ?ÇOK DİNDAR?görünmekle birlikte, Tağut?a (insanları azdıran şeylere) itikat ve iman etme noktasında titizdirler. ?Ulü?l-Emr?i (yetkililer veya emir sahipleri) İslâm?a karşı ayaklanan güçlere izâfe ederek, mü?minleri yanıltırlar.

Şimdi  ?hala böyle kimseler var mı bu devirde?derseniz şayet. Demek ki varmış ki bu cümle kullanılıyor hemen hemen her meclis konuşmalarında. Eski bir müftü olduğu da söyleniyor bu kelimeyi konuşanın.. Koskoca bu işin ilmini almış Müftü iftira atacak değil ya?

Ne demişlerdi, tüm dinlerde yasak olan nahoş şeyler (içki, kumar, zina, hırsızlık ve devlet malına el uzatmak vs. vs..) eğer hoş karşılanıyorsa toplumda, o toplumun helak olması yakındır. Birde bunu DİN adına yapıyorsa ve sanki dinin emri gibi kullanıyorsa bu fenalıkları. İşte o zaman ahretlerini de kaybederler bu zevatlar. Allah bizi ve tüm inananları bu gafletten korusun..

Takiyye yapıyor (gerçeğin üzerini örtmek, gizlemek) diyorlar ya halk arasında bazı zevatlar, emir sahipleri bazı kişiler için.. Takiyye kime karşı yapılır onu bile bilmezken, yeni Belam?ların türediğini bile görmezler. Bakın bu kimdir? veya nedir? diye sorgulamıyorum, şablon veya elbise yukarıda, kimin üzerine uyuyorsa işte o BEL?AM dır. Kimse başka yerde, başka bir şey aramasın?


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://duzcetv.com sorumlu tutulamaz.