Bakan Tunç: Toplam 12 milyon 10 bin 82 derdest dosya bulunmaktadır

Bakan Tunç: Toplam 12 milyon 10 bin 82 derdest dosya bulunmaktadır

Bakan Tunç: Toplam 12 milyon 10 bin 82 derdest dosya bulunmaktadır

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, daha sonra milletvekillerinin kamuoyunda 'Covid düzenlemesi' olarak bilinen uygulama ile ilgili sorularını cevapladı. Bakan Tunç, "Covidle ilgili düzenlemeden 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla cezaevlerinde bulunanlar yararlanmıştı. Tabii, suç tarihi bakımından 31 Temmuz 2023 öncesi suç işleyen, daha sonra suç işleyip de cezaevinde davası daha hızlı bir şekilde sonuçlanıp içeride bulunanlar yararlanmıştı. Ancak davası sonuçlanmayanlar, cezaevinde bulunamayanlar yararlanamamıştı. Tabii, bu konuda eşitlik ilkesi bakımından birtakım eleştiriler var, serzenişler var, bu yönde talepler de size, bize de geliyor. Bu konuyu değerlendirmek gerekir. Bunun etki analizinin yapılmasıyla ilgili olarak Grup Başkanımız da kamuoyuna bir açıklama yaptı. Etki analizini yaparak bu konuda özellikle taleplerin değerlendirilmesi hususunda takdir meclisin, milletvekillerimizin bu konuda takdir neyse biz yürütme olarak ona uyarız" ifadelerini kullandı.

'KADINLARIN ŞİDDETTEN KORUNMASIYLA İLGİLİ ÇOK SAYIDA ANAYASAL DÜZENLEME YAPILDI'

Kadına karşı şiddetle ilgili cezasızlık politikası yürütüldüğü yönündeki eleştiriler hakkında konuşan Bakan Tunç, "Bu eleştirileri kabul etmemiz mümkün değil. Kadına yönelik şiddet konusunda biz de hassasız, bir tek kadınımızın bile şiddete maruz kalması hepimizi derinden yaralar. O nedenle, bu konuda hep birlikte mücadele etmemiz lazım. Kadınlarla ilgili olarak gerek kadın haklarının güçlendirilmesi, kadınların şiddetten korunmasıyla ilgili çok sayıda anayasal ya da yasal ya da uygulamaya yönelik düzenlemeler yapıldı. Başta Anayasa'mızda kadınlarımıza yönelik pozitif ayrımcılık düzenlemeleri olmak üzere pek çok adım attık. Aile mahkemelerinin kurulması, Bakanlığımızın Adli Destek Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde Kadın Hizmetleri Daire Başkanlığının hayata geçirilmesi ve kadına yönelik şiddetle ilgili soruşturmaların etkin yürütülebilmesi için savcılıklarda özel soruşturma büroları ve tedbir mahkemelerinin kurulmasını sağladık. Tabii, Meclisimizin özellikle Türk Ceza Kanunu'nda yaptığı bu yönde değişiklikler oldu, cezaların daha etkili olabilmesi, caydırıcı olabilmesi bakımından. Kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları için cezayı artırıcı nedenlerin kadına karşı işlenmesi durumunda ceza da ağırlaştırıcı neden olarak kabul edildi" diye konuştu.

'ÇOCUKLARI SUÇA SÜRÜKLEYEN NEDENLERİ ORTADAN KALDIRMAMIZ LAZIM'

Bakan Tunç, çocuğun üstün yararını gözeten düzenlemelerin yapıldığını hatırlatarak, "Çocuk teslim merkezleri gibi çocuklara yönelik birçok iyileştirici düzenlemeyi hayata geçirdik. Çocuklar için ne yapsak azdır. Ancak son zamanlarda, özellikle kamuoyunda bazı suça sürüklenen çocuklar ve bazı olaylar bakımından, örneğin İstanbul'daki Minguzzi cinayeti hepimizi derinden yaraladı. Bu anlamda, bazı yasal düzenlemeler yapılabilir mi, caydırıcılık anlamında yeni düzenleme ihtiyacı var mıdır diye kamuoyunda çok tartışmalar yapıldı. Yasal düzenlemede caydırıcılık bakımından ama suça sürüklenen çocukların özellikle ceza adaleti sistemi bakımından değerlendirme yapmak, kapsamlı bir değerlendirme yapmak lazım. Çünkü öncelikle, bizim dikkate almamız gereken, suça sürüklenen nedenleri ortadan kaldırmak. Dolayısıyla asıl suçlu olan suça sürüklenen nedenlerdir, bu nedenleri ortadan kaldırmaya çalışmak lazım. Bu konuda Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu, bu komisyon çok önemli bir çalışma sergileyecek ve suça sürükleyen nedenleri araştırması ve bu konuda mevzuatta yapılması gereken ya da uygulamalarda yapılması gereken hususlarla ilgili o komisyonun raporunu takip edeceğiz; o görüşmelere de inşallah bizler katkı sağlamaya çalışacağız" dedi.

'OBJEKTİF KRİTERLERE DAYANMIYOR'

Türkiye'nin hukuk endeksi sıralamasında son sıralarda yer alması ile ilgili sorular üzerine Bakan Tunç, "Tabii, 'Dünya Adalet Projesi' dediğimiz proje kapsamında kar amacı gütmeyen bir kuruluş, bir dernek vasıtasıyla yapılan bir sıralama söz konusu. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) eski Barolar Birliği Başkanının kurduğu bir dernek ve bu dernek her yıl Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi sıralamasını yapıyor. Tabii, sıralamada Türkiye'yi 118'inci sırada gösterdiler. Tabii, listeye baktığımız zaman, Türkiye'nin üstünde olup demokrasisi olmayan, serbest seçimlerin olmadığı, Türkiye'yle kıyaslanamayacak ülkeler var. Siz endeksin sadece kapak kısmına bakıyorsunuz. Bakın, o endekste çok çelişkiler var. O endeksin internet sayfasını şöyle bir karıştırsanız, çelişkileri yakalarsınız. Objektif kritere dayanmıyor. Türkiye gerçeklerini, halk anketlerini göz ardı eden; sadece belli uzmanlardan oluşan, belli ideolojiye sahip kişilerden alınan görüşler doğrultusunda bir sıralama yapılıyor" değerlendirmesinde bulundu.

'8 MİLYON ARABULUCUK DOSYASININ 5 MİLYONA YAKINI ANLAŞMAYLA SONUÇLANDI'

Bakan Tunç, 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk sisteminin hayata geçirildiğini kaydederek, şöyle devam etti:

"Bu konuda özellikle 144 bin 695 dosyada uzlaşma sağlandı yani 289 bin 390 kiracı ve kiralayan adliyeye gitmeden bu sayede barışmış oldu. Kiranın yanı sıra diğer uyuşmazlıklarda da dava şartı ara buluculuk kapsamında. Burada özellikle alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini biz daha da geliştirmek istiyoruz. Ara buluculuğu teşvik etmek istiyoruz, bu, toplumsal barışa hizmet eden bir durumdur ve dolayısıyla şu ana kadar 2013'ten bu yana yaklaşık 8 milyon civarında dosya ara bulucunun önüne gitti, 4,5 milyonu aşan, 5 milyona yakın anlaşmayla sonuçlandı. Yani bu, yüzlerce mahkemenin vereceği karara isabet eden bir durum. Dolayısıyla hem hızlı sonuca ulaşmaya hem vatandaşlarımızın barışarak, tokalaşarak haklarına kavuşmasını önemsiyoruz."

'2025 YILINDA HASTALIK NEDENİYLE TAHLİYE EDİLEN BİN 353 KİŞİ VAR'

Cezaevlerindeki İzleme ve İdare ve Gözlem Kurulu'nun iyi hal değerlendirme sistemi doğrultusunda hareket edildiğini vurgulayan Bakan Tunç, "Özellikle altı ayda bir idare ve gözlem kurulu kararları değerlendiriliyor. Tabii, bu iyi hal değerlendirmesi eğer neticede bir idari karar bu. Bu karar infaz hakimliğinin denetimine tabi ve infaz hakimliğinin denetimi de yine ona itiraz da ağır ceza mahkemesine götürülebiliyor. Burada özellikle ağır ceza mahkemesi de reddetmişse yine kanun yolu bitmiş değil. Bu idari kurulun yanlış bir değerlendirmesi elbette ki olabilir, hata da olabilir, bu konudaki itiraz süreçlerini takip etmek gerekir. Eğer bu anlamda bariz hukuka aykırılıklar söz konusu olduğunda kanun yararına bozmaya da özellikle infaz hakimliğinin ağır ceza mahkemesinde ret kararı olmuşsa temyiz edilmeden kesinleşen bir kararda, bu konudaki başvurular da yapılabilir. Yani bu konudaki mağduriyetleri hep beraber giderebiliriz. Terör suçları bakımından özellikle ilgili mevzuatta bizzat yazılı olan bir husus bu, hastalık nedeniyle infazın ertelenmesi konusu Ceza İnfaz Kanunu'muzun 16'ncı maddesi gereğince gerçekleşiyor. Tam teşekküllü eğitim ve araştırma hastanelerinden alınan raporun Adli Tıp tarafından onaylanmasıyla beraber bu infaz ertelemeleri gerçekleşiyor. Yani öyle bir propaganda yapılıyor ki sanki 'Bu raporlar hiç verilmiyor ya da bu raporlar hiç dikkate alınmıyor ve bu hiç uygulanmıyor' gibi bir algı oluşturuluyor. 2024-2025 yılları arasında toplam ceza tehiriyle tahliye edilen bin 353 kişi var. Yani cezası tehir edilen hastalık nedeniyle; çok insani bir durum. İyi hal değerlendirmelerinde sanki herkese olumsuz karar veriliyormuş gibi bir algı oluşturuluyor, böyle bir durum da yok. Şimdi, toplam olumsuz karar oranı 1 Ocak 2025'ten 30 Eylül 2025 tarihleri arasında yüzde 6 olumsuz; yüzde 94 olumlu, iyi halli olarak değerlendirilmiş ve koşullu salıverilmesine karar verilmiş dolayısıyla yüzde 94'ü olumlu. 2021-2025 arası 1 milyon 535 bin değerlendirme yapılmış ve yüzde 93,78'i olumlu sonuçlanmış. Tabii, burada kaldırılmamış disiplin cezaları nedeniyle olumsuz sonuçlanan değerlendirmeler de oluyor" değerlendirmesinde bulundu.

'SORUŞTURMAYI SONUNA KADAR TAKİP EDİYORUZ'

Rojin Kabaiş dosyasını takip ettiklerini aktaran Bakan Tunç, adli tıp raporlarını ifade etti. Bakan Tunç, "Benim buradan soruşturmanın detayıyla ilgili bilgi vermem çok mümkün değil. O dijital arama kayıtları özellikle cep telefonunu önemsiyoruz, orada eğer cep telefonundaki kayıtlarda bir delile ulaşılabilir mi, fail varsa eğer oradan ulaşılabilir. İspanya'yla görüştük. İspanya Adalet Bakanıyla da İspanya ziyaretimde bizzat görüştüm, takip ediyoruz, cep telefonuyla ilgili görevlendirmeleri yaptık ve bu program çözüldüğünde oradan çıkacak delilleri bekliyoruz. Soruşturmayı sonuna kadar takip ediyoruz, ailesinin hassasiyetini de biliyoruz" dedi.

BÜTÇE KABUL EDİLDİ

Bakan Tunç'un soruları yanıtlamasının ardından Komisyon Başkanı Muş, Adalet Bakanlığı ile ona bağlı kuruluşların 2026 yılı bütçe teklifini okuttu. Oylama sonucunda bütçe komisyonda kabul edildi. Başkan Muş, komisyonu, 26 Kasım saat 10.00'da toplanmak üzere kapattı.


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://duzcetv.com sorumlu tutulamaz.