Nereden Nereye...

Dostlarım Dünyayı etkisi altına alan kovit 19 salgını maalesef o kadar tedbirlere gayretlere rağmen bizleride etkisi altına aldı.

Devletimizin hükümetimizin de imkanlar nisbetinde bu felaketten kurtulma çareleri arıyor.

Çok şükür Dünya devletlerine bakarak alınan tedbirler sayesinde sağlık ordumuzun akıl almaz gayretleriyle kontrol altında tutulmaya çalışılıyor.

Biz vatandaşlara düşen görev devletimizin koyduğu kurallara uymak bu afetten en az zayiatla kurtulmaktır.

Bu tedbirler için vatan sathında iki gün sokağa çıkmama tedbirleri alındı.

Bizde bu iki günü değerlendirelim dostlarımızla şööööyle bir yetmiş yıl öncelere gidip Dünyanın Türkiyenin Düzcemizin NEREDEN NEREYE geldiğini hep birlikte görelim istedim.

Maksadımız siyaset yapıp kimseyi kırmak incitmek değildir.

Yaklaşık yetmiş yıllık hayat tecrubelerimizi dostlarımızla gençlerle paylaşmak tahliller yapmak olumsuzluklara hep birlikte çareler aramaktır.

Dosylarım ben 1 nisan 1948 Düzce çay mahallesinde doğdum.

O yıllar Düzcede yedi mahalle vardı şimdi mahalle sayısı ellileri geçti. Oyıllar Türkiyenin ve Düzcenin beynelmilal yolu olan İstanbul Ankara yolu Düzcenin içinden geçiyordu.Elektirik sadece bu yolda vardı mahalleler sokaklarda ne elektirik ne su vardı.--Doğalgaz hakgetire--

Biz elektiriği evimizde ancak ilkokul üçüncü sınıfa giderken gördük.

Telefonu da Azmimilli okulunda okurken başöğretmenimizin odasında görmüştüm....Başöğretmenimiz jandarmayı aradı hepimizi telefonla tanıştırdı telefondaki sesi duyunca heyecanlandık.

Evlerimiz tek katlı bahçeli suyumuzda bahçemizdeki tulumbadandı.

Gaz lanbalarlarda aydınlanır derslerimizi çalışırdırdık.

Düzcemizin nufusu o yıllar on onbeş bin civarındaydı.

Çarşıya çıkınca herkes birbirine sevgiyle saygıyla selamlaşırdı.

Şu an Düzce şehiriçi nufusu ikiyüzbinleri aştı.

Çarşıya çıkınca öz Düzceliye raslamak neredeyse imkansız.

O yıllar Düzce merkezde üç ilkokul bir ortaokul vardı.sınıflarımız elli atmış kışılıkti.

Şehiriçi ulaşımı bisiklet ve faytonlarla yapılırdı.Misafirlerimizi faytonla götürür Agustın marka burunlu otobüslerle uğurlardık.

İlkokula çay mahallesinden Azmimilli okuluna ellerimizde tahtadan yapılmış aşker valizi gibiydi.

Ben ikizdim tahta çantayı taşımak hep bana düşerdi.

İkizim NURHAN IMA kıyamazdım.

O yıllar ilkokulu bitirince ya sanai çarşısında çıraklığa yada ortaokula gidilirdi.

Ailemizin maddi durumu iyi olmadığı için ağabeyimle çıraklığı seçtik.

İkibuçuk lira haftalıkla Halim ustanın yanında çıraklığa başladım.

Beş sene beş km yolu yaz kış yürüyerek işe gidip geldik.

1965 yılıda onyedi yaşımda ağabeyimle Tutkun kardeşler diye kendi işimizi kurduk. O yıllar şimdiki gibi alet edevat yoktu.Tornavidamız çekiçimiz metremiz bile çekeslovak malıydı.

Maalesef toplu iğnemiz bile dış ülkelerden gelirdi.

Şimdi çok şükür SİHALAR İHALAR TANKLAR DENİZALTILAR Ordumuzun ihtiyacı olan tüm silahları kendi imkanlarımızla yapacak ve ihraç edecek durumlara geldik.Ağır sanaii kurduk....

Askerliğimi Ankara Mamak muhabere okulunda başladım. Çankırı orduevini dekorunu yaparak bitirdim.

O yıllar yollarımız yetersizdi Ankaraya beş İstanbula dört saatte gidilirdi.

Hanımımı 1973 tarihinde İstanbuldan gelin ettik.Oyıllar boğaz köprüleri yapılmamıştı gelin arabalarını araba vapuruyla Avrupadan Asyaya anadoluya getirdik.

İstanbuldan anadoluya anadoludan İstanbula geçmek çileydi.

Arabalı vapurla karşıya geçmek sabır işiydi.Onlarca saatleriniz vapur kuyruklarında geçerdi.

O Yıllar demokrasimizde sıkıntılıydı.

Halkın oyuyla iktidara gelenler ordunun yargının zoruyla ihtilallerle darbelerle iktidardan indirilirlerdi.

27 MAYIS 1960 İhtilalinden sonra her on senede bir iktidarlara müdehale edildi.Hatta bir başbakan ADNAN MENDERES ve iki bakanıda asılarak idam edildi.

Oyıllar türk demokrası tarihine KARA LEKE olarak geçti.

Son olarakta din adamı kisvesine bürünen hainler halk oyuyla seçilen hükümeti devleti yıkma DİN DEVLETİ kurma çabaları Devletimizin milletimizin şahlanışıyla 15 temmuzda hüsrana uğratıldılar.

Dostlarım bu yazımı eskiyi yaşamayan bilmeyen sıkıntıları çileleri çekmeyen EKONOMİ BATTI MİLLET AÇ diyen nankörlere kapak olsun diye yazdım.

Allaha şükür birçok sıkıntılarımız olmasına rağmen Dünyada Avrupada Afrikada Asyada Türki cumhuriyetlerinde sözü nazı geçen saygı duyulan bir devlet olduk.

Aaaah birde vatanını seven olumlu birde muhalefet partilerimiz olsa .DÜNYADA BİLEĞİMİZİ KİMSE BÜKEMEZ.

Ne mutlu Cumhuriyetini vatanını demokrasisini dinini imanını koruyanlara...

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE......

Burhan Tutkun ...Sevgi saygı ve hürmetlerimle 7 Aralık 2020.....


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!
OKUYUCU YORUMLARI
14.12.2020
09:19

Gerçekten süper bir yazı anlayanlara anlamayanlara kapak olur tarih olur ders olur Düzcemiz gelişsin güzelleşsin yeterki çorbada tuz olacak yönetici bulunsun

Katılıyorum   Katılmıyorum
%61,67
Faik Altun
7.12.2020
21:38

Gayet sade bir dille,geçmişteki yaşam zorluklarından bir zerreyi içtenlikle yorumlayan ,günümüzün kabusuna duyarsız insanları nazikçe uyaran güzel bir yazı.. Türkiyemizin kısa bir dönemde hızlı yükselişi,dünyadaki prestiji ,ancak haset ve nankorler tarafından görmezlikten gelip muhalefet edilir.Allah devletimize ve ülkemize tükenmeyen güç ve başarı versin..Teşekkürler Burhan Tutkun...

Katılıyorum   Katılmıyorum
%73,97
Sefika Birtil


Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://duzcetv.com sorumlu tutulamaz.