Yarım Elma Gönül Alma

Biz Türk milleti tenkit etmeyi, eleştirmeyi, muhalefeti çok severiz.

 

İki kişi bir araya gelince yaptığımız en güzel şey dedikodu, eleştiri ve muhalefet.

İş yapmasakta, bir baltaya sap olmasakta, çok güzel eleştiri, muhalefet yaparız.

Bu alışkanlığımız çok eskilere dayanır. Çocukluğumuz yıllarında anlatılırdı. Rahmetli demokrasi şehidimiz, başbakanımız ADNAN MENDERES İstanbul Barbaros bulvarını istimlak ederken “Ne yapıyorsun, bu kadar geniş yol mu olur, buraya uçak mı indireceksin?” diye yıllarca engellemişler ve muhalefet etmişler, yaptığı her hayırlı işin karşısına çıkmışlardır.

Türk insanının ufkunu açacak, çağdaş medeniyete ulaştıracak bir önderi maalesef bebek davası, köpek davası gibi komik ve gülünç sebepler ve bahanelerle idam sehpasına kadar getirmişlerdir.

Rauf Tamer’in meşhur O KAFA tiplemesi gün gelmiş köprülere hayır demiş, gün gelmiş sanayi, otomotiv sektörüne montaj sanayi diye karşı çıkmışlar, iş yapmasalar da, memlekete bir çivi çakmasalar da çok güzel muhalefet etmişlerdir.

Allah bu ya, istemedikleri köprülerin ve çoğu otobanın açılış ve kurdelelerini kesmek o kafaya ve kafasızlara nasip olmuştur.

Kendilerini ilerici, aydın sananlar hep milletin gerisinde kalmışlardır.

Hayatta hiç sevmediğim ve beceremediğim bir şey vardır, o da yağcılık. Şahsım için hiç kimseye yağ çekmedim, yağdanlık olmadım.

Parmağımı kestim, kasaba minnet etmedim. Bunaldım, sıkıntılı çok zor günler gördüm, malımı mülkümü rezil ettim, sattım, savdım, fakat kendimi rezil etmemeye çalıştım.

Birçok dürüst Düzceli gibi geçen gün mağazamda müşterimle ilgilenirken Sayın valimiz HALİL NİĞMETOĞLU -Şu an rahmetlik oldu- yol boyundaki esnafı ve bizi ziyarete geldiler. Tek tek müşterilerle ilgilendiler. Sayın valim uğurlu geldi üç müşterimize ürün verdik.

 

27 Haziran 2005 tarihinde ziyaret ile ilgili DAMLA gazetemizde o yıllarda sevimli valimiz HALİL NİĞMETOĞLU için yazdığım yazı şöyle:

 

HZ Mevlana’nın ‘TEVAZU VE ALÇAK GÖNÜLLÜLÜKTE TOPRAK GİBİ OL’ öğüdüne uymuş, Allah kendilerini başımızdan başladığı işleri bitirmeden, Düzce’yi düzeltmeden göndermesin.

Sayın valim Düzceliler sizi gayretleriniz, samimiyetiniz ve hizmetlerinizden dolayı çok seviyor. Siz iyi niyetiniz ve dürüstlüğünüzle seviliyor ve sayılıyorsunuz.

Bizler bu yaşımıza kadar ne idareciler, başkanlar gördük. Hepsi de geldiler ve gittiler. Mühim olan bu gök kubbede hoş bir seda bırakabilmektir.

Peygamberimiz HZ. Muhammed (SAV) ‘Sizin en hayırlınız insanlara en fazla faydalı olanlarınızdır’ buyurmuştur.

Sayın valim bu devran dönecek bu kervan yürüyecek Düzce’miz sanayide, tarımda, turizmde Anadolu kaplanları arasına girecek inşallah. Bazıları çekemese, istemese de…

Sayın Valim, ziyaretiniz kısa sürdü diye YARIM ELMA GÖNÜL ALMA dediniz. Biz ziyaretinizi bütün elma olarak kabul ediyoruz.

Zira müsait zamanlarınızda insanlarla saatlerce dertleştiğinizi biliyoruz.

Millet olarak tenkidi çok seviyoruz. Fakat takdir etmeyi yağcılık olarak görüyoruz. Haksız yere tenkit etmek adaletsizlikse, gayret edeni, çalışanı takdir etmemekse daha büyük adaletsizliktir.

Eğer valimiz, belediyemiz, ticaret ve sanayi odamız, tüm bürokratlarımız başarılı işler yapıyorsa, jandarmamız, polisimiz, emniyetimiz Düzce’mize huzur getirmiş, bazı burunları kırmış, imajımızı düzeltmişlerse bunu söylemek, takdir etmek riyakarlık, yağcılık değildir. MERTLİK, DÜRÜSTLÜKTÜR.

Atalarımız yiğidi öldür hakkını yeme demişler.

Düzce’mizin kalkınmasında kim gayret ediyorsa, gecesini gündüzüne katıyorsa, onları takdir eder, sever, sayar, kucaklarız. Gerekirse ellerini öperiz.

Düzcem ve ülkeme nokta kadar menfaati, hizmeti olanlara, virgül kadar eğiliriz. Şahsımız için değil memleketimiz Düzce’miz için eğiliriz.

Buna yağcılık diyenlerinde haddini bildiririz.

BİZ DÜZCELİYİZ SEVMESİNİDE BİLİRİZ...

Sevgi saygı ve hürmetlerimle...


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://duzcetv.com sorumlu tutulamaz.