Dostlarım Akçakoca gerçekten Eylül’de güzel.
Deniz Abant gölü Yedigöller gibi sakın.
Balık bol, yunuslar insanları selamlıyor.
Balıklar neredeyse karaya vuracak.
Balıkçı tezgahlarını lüfer, palamut, istavrit, çinekop, envaiçeşit balıklar süslüyor. Balık sevenleri bekliyor.
Bu sene balık booool... İnşaallah fiyatlarda herkesin alabileceği seviyelere iner.
Balıkçıda, alanlarda mutlu olsun.
Akçakoca Karadeniz’in incisi, Akçakoca Düzce’nin Karadeniz’e açılan kapısı…
Halkımızın dinleneceği, eğleneceği adres.
Akçakoca orta Anadolu’nun denize en kısa yoldan açılan kapısı.
Düzce ilimizin deniz kıyısı. Ankaralıların, İstanbulluların yıllar önce ilk keşfettiği tatil yörelerinden, Karadeniz’in doğal yapısı ile ilgi çeken Düzce’nin şirin, güzel, yeşil ilçesi.
Yarım asır önce Bodrum’un, Marmaris’in, Antalya’nın adı sanı duyulmadan Akçakoca turizmin parlayan yıldızıydı.
O yılların ulaşım zorluklarına rağmen Ankara’nın denize ulaşabilen en kısa yolu. Şu anda da Ankaralılar çoğunlukta.
Yaradanım Akçakoca’ya tabiatın tüm güzelliklerini nasip etmiş.
Yeşiliyle, mavisiyle, denizi, altın kumu, gün batımı, güzel mimarisi, fındığı, kestanesi, dağ çileği ile hafızalarda iz bırakan Akçakoca, kilometrelerce uzanan plajları, yemyeşil bitki örtüsü, tarihi kalesi, mağaraları, şelaleleri, yaylaları, güler yüzlü insanıyla, yöresel ağız tatlarıyla, bakir kalmış turizm alanlarıyla devletin ve özel sektörün ilgisini bekliyor.
Yaradan’ımızın bu kadar nimetleri, güzellikleri lütfettiği Akçakoca’mız neden layık olduğu yerlerde değil.
DOST ACI SÖYLERMİŞ. Eller aya giderken biz niye yaya kaldık,
Bacasız sanayi turizmden niye yeteri kadar yararlanamadık.
Tatilci denizin, kumun, yeşilliğin, tabiat güzelliğinin yanında yörenin insanından yakınlık ilgi bekler. Rahat dolaşmak, taciz edilmemek ister, anlayış bekler.
Maalesef Akçakoca’nın turizmde layık olduğu yerde olmamasının sebebi, hemşerilerim kusura bakmasınlar, o zamanki bağnaz davranış ve tutumlarıdır.
Cuma günleri Akçakoca pazarı kurulurdu. Hiç unutmuyorum bazı yaşlı Akçakocalı büyükler turistleri ima ederek ‘Başımıza taş yağacak, bereketimiz kaçıracaklar’ derdi.
İnanın tatilciler çarşıda, pazarda şortla gezmeye çekinirlerdi.
Siz olsanız bir daha gelir miydiniz Akçakoca’ya?
Maalesef turizmin nimetlerini, gelirini elimizin tersiyle ittik.
Eller eller asırlık ahşap evlerini turizme açar rant elde ederken biz Akçakocalılar yaya kaldık. Sene boyu fındıktan gelecek paraya baktık. Eğer fındık paralarının yarısını turizm yatırımına ayırsaydık, Akçakoca’yı şimdi kimse tutamazdı.
Her yıl Temmuz’un üçüncü haftasında 25 bin nüfuslu Akçakoca yüz bin kişiye ev sahipliği yaptı.
Bu yoğunluğun nedeni Akçakoca kültür turizm ve fındık festivaliydi.
Turizmin gelişmesini, tanıtımın önemini geçte olsa kavramış Akçakocalılar 1995 yılından bu yana Akçakoca Belediyesinin öncülüğünde KÜLTÜR TURİZİM VE FINDIK festivalini düzenledi.
Bir hafta boyunca Akçakoca festival kenti oluyordu.
Sayın gelmiş geçmiş belediye başkanlarımız Akçakoca’mız için olumlu çalışmalarınızı takdir ediyoruz. AH BİRDE ÇALIŞMALARI SEZONA YETİŞTİRSENİZ. Başarılarınızın devamını diliyoruz.
Malumunuz doğa, tabiat, ormanlar ve deniz tüm canlıların ve insanların ortak kullanım alanlarıdır. HALKINDIR.
Maalesef sahil şeridimizin plajlarının çoğunu fabrikalar, kamu kuruluşları, siteler ve şahıslar parsellemiş, halkımıza denizden yararlanacak çok az yer kalmıştır.
Dostlarım, belediye başkanlarım, gayemiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Görüşlerimiz, fikirlerimiz ayrı olabilir.
ÖNEMLİ OLAN TÜRKİYE’NİN, DÜZCE’NİN, AKÇAKOCA’NIN KALKINMASI, GÜZELLEŞMESİ...
AKÇAKOCADA EYLÜL HARİKA...
DOSTLARIN KAFANIZI DİNLEMEK, HUZUR BULMAK İSTİYORSANIZ AKÇAKOCA’DA BULUŞALIM.
Sevgi saygı ve hürmetlerimle
