Kamu harcamalarda tasarruf yapılamayınca, KDV ve ÖTV arttı. Devamında Gelir ve Kurumlar vergisini artırıldı. Bu yönde bütçe gelirleri içinde gelir vergisi arttı. Çünkü şirketler yatırım yapamadığı için kar dağıttı. Kurumlar vergisi ise yüzde 30,6 oranında düştü. Bu durum şirket karlarının düştüğünü gösteriyor. Kurumlar vergisi artınca özel sektörün yatırım yapması durma noktasına getirmiş ve büyümede daralma işaretleri gelmeye başlamıştır. İktidar vergiyi bizden alıyor geliri tavana yayıyor düşüncesi oluşan şirketler vergiye karşı tepki gösteriyor. Vergiyi arttırmak için toplumun vergi gelirlerinin verimli kullanıldığına ve kamu hizmetlerinin doğru yapıldığına inanması gerekir. Bu yönde israfı önleme ve tasarrufu arttırmak için ekonomi politikalarının yeterli olmadığını görüyoruz.
Sosyal hizmetler, yardımlar, vergi iadeleri, ihracatı teşvik amacıyla yapılan destekler, faiz ödemeleri ve transfer giderleri gibi kamu harcamalarında bütçe denetiminin etkinliğini azalttı. Çoğu harcamalarda yapılan denetimlerin sonuçları uygulanmadı. Bu yönde halkın güveni azaldı. Bu nedenle vergi tahsilatı zorlaştı ve vergi kaçışı ile vergiden kaçınma çoğaldı.
Vergi gelir elde edenlerin ödeyeceği bir yükümlülük. Dünyanın tüm ülkelerinde vergi toplanır. Önemli olan toplanan vergi tam olarak yerine harcanmasıdır. Vergi mükellefleri inanarak ve güvenerek devletine vergi vermelidir. Ancak ülkemizde böyle bir durum yok. Kamu kurumlarında hem personel ve hem de tüketimde çok büyük israf var. İsraf yok etmeden alınan vergi ekonomik olarak vergi olmaktan çıkar ve haraç olur. İsraf yok etmeden dar gelirlinin, memur ve çiftçinin durumu düzelmez. Enflasyonu düşürmek için çare israf ve faize ödenen paranın kontrol altına alınması gerekir. 23 yılda 2,8 trilyon dolar vergi toplandı. 76 milyar da varlıklar satıldı. 578 milyar dolar faiz ödendi. Türkiye dolara %27 ile dünyanın en yüksek faizini ödüyor. Bu durum Türkiye’nin sömürülmesi demektir.
İstihdam yaratma, yeni yatırımlar, cari harcamalar ve bütçe açığı gibi konularda daha verimli çalışmalarla tasarrufun devam ettirmesi zorunludur. Tasarruf politikası yüksek enflasyon dönemlerinde değil, ekonomik istikrarın sağlandığı dönemlerde de yürütülmelidir. Ekonomiyi düzeltmek için Orta Vadeli Program(OVP) gözden geçirilmeli ve yeni bir ekonomik program hazırlanmalıdır. Hazırlanacak programda enflasyonla etkin mücadele için maliye ve gelirler politikasının desteklenmesi gereğine vurgu yapılmalıdır.