24 Temmuz Gazeteciler Günü

Toplumu ilgilendiren sosyal bir organizasyon da kürsüye çıkan sunucu "Sayın Valim, sayın Cumhuriyet Baş Savcım, Sayın Belediye Başkanım, Sayın İl Jandarma Komutanım, Sayın İl Emniyet Müdürüm, Sayın Rektörüm, Sayın Baro Başkanım, Değerli Katılımcılar ve Güzide Basın Mensupları" diyerek başlar, 


Seçkin ve değerli olanlar, statülerine göre sıralanarak, ünvanlarına "Sayın" eklenip ilan edilirken, varlığı herşeyden kıymetli olan insanlar, saygı ve sevgi gösterilmesi gereken katılımcılara da "Saygıdeğer" veya "Değerli" ifadesiyle hitap edilir. 

Ya "güzide basın mensupları" neden denir. 

Çünkü basın mensupları güzidedir. 

Yaptıkları işin öneminden, saygınlığından, etkisinden dolayı bir toplumda sosyal gücü ifade ederler. 

Amacım şahsımında içinde olduğu basın mensuplarını methetmek değil, basın mesleğine dikkat çekmektir. 

Basının gücü o kadar etkindir ki, bir çok mesleği yapmak için yasal düzenlemeler, ciddi kriterler olmasına rağmen, basın mensubu olmak, ülkemizde hiç bir kriteri olmayan mesleklerin başında gelir. 

İsteyen istediği zaman basın mensubu olabilir. 

Basın mensubu olmak için, yaşınız, cinsiyetiniz, okur yazar olup olmadığınız önemli değildir. 

Akıl sağlığınız yerinde mi, vücut sağlığınız yeterlimi, narsistmisiniz, piskopatmısınız sorulmaz. 

Daha ileri gidelim. Vatan hainimisiniz, ajanmısınız, işbirlikçimisiniz incelenmez. 

Sorgulandığında ise hemen basın özgürlüğü çığlıkları atılır. 

Çünkü ülkemizde basın arkasına sığınılacak bir kalkan haline gelmiştir. 

Günümüzde Özellikle teknolojinin gelişmesi ile basın yayın araçları çok çeşitlendi. 

Köroğlu'nun deyimiyle, internet çıktı mertlik bozuldu. 

Bunun sonucu, iletişim imkanları çoğalınca, basın mensuplarıda kontröl edilemez hale gelmeye başladılar. 

Herşeye rağmen Gazi Musatafa Kemal Atatürk'ün ifadesiyle, "basın milletin müşterek sesidir." 

Basının olmadığı yerde toplum, kör sağır ve dilsizdir. 

Ülkemizde gazete cemiyetleri bile, uluslararası basın ahlâk ve ilkelerine sahip çıkamamaktadır. 

7/24, gece gündüz, karda çamurda, zor şartlar altında çalışan gazetecilerin haklarını alacağı bir sistem acilen kurulmalı, basın mensupları seçkin, eğitimli kişilerden oluşturularak "güzide" ünvanı korunmalıdır. 

Osmanlı'nın son dönemlerinde basına uygulanan sansür 24 Temmuz 1908 tarihinde 2. Meşrutiyetin ilanı ile kaldırılmıştır. 

1946 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak ilan edilmiştir. 

71.ncisini kutladığımız Bayramın, ülkemiz ilimiz ve ilçemiz için hayırlara vesile olmasını diliyor, ölenlere rahmet, yaşayanlara sağlıklı bir ömür temenni ediyorum.

 


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://duzcetv.com sorumlu tutulamaz.