*17 Ağustos 1999 tarihinde Düzce?de şiddetli bir deprem oldu. Aradan tam 18 yıl geçti. O tarihten bugüne kadar kendimize deprem ile ilgili olarak bir yol haritası belirleyebildik mi?
*Mesela; 17 Ağustos 1999 yılından önce yapılmış olan kamu binalarının deprem analizini yaptırabildik mi?
*Kamu binalarının deprem analizinin yapılması konusunda üniversite ile işbirliği planımız var mı?
*Olabilecek olan depreme karşı herhangi bir eylem planımız var mı? Mesela; Seyyar hastane hazırlığımız var mı?
*Depremde orta hasar görmüş binalardan güçlendirilmesi yapılmayan binaların güçlendirmesinin yapılmasını sağladık mı?
*Güçlendirmesi, onarımı ve izolasyonu dahi yapılmış olan binaların iskanlarının verilmesi işini tamamladık mı? Tamamlamadık ise bu iş ile ilgili kafa yorduk mu?
*17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinden sonra mücavir alanlarda köy karar defterinde yazılı olan muhtarların izni ile yapılmış olan binaların ruhsatlandırılması konusunda vatandaşa yardımcı olabildik mi?
Anekdot! Kim ölee kim kala?
Bu gün 17 Ağustos 2017. 17 Ağustos 1999 Düzce depreminden bugüne tam 18 yıl geçti. Bu gün 18 yıl bitiyor ve 19. Yıla giriyoruz. Allah bu millete böyle bir felaketi bir daha göstermesin. Amin. Depremlerde vefat eden vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin.
Anlatacak olduğum olay 1999 Düzce depremlerinden önce olmuş. Hepimizin bildiği gibi Düzce?mizde Düzce Üniversitemize bağlı bir Meslek Yüksek okulumuz var. Bu okula Türkiye?nin muhtelif yerlerinden öğrenciler gelir ve kayıt yaptırırlar. Kayıt işinden hemen sonra öğrencilerimiz haklı olarak kiralık ev derdine düşerler. O mahalle senin bu mahalle benim sokak sokak kiralık ev ararlar.
Günlerden bir gün iki öğrenci arkadaş Hamidiye mahallesinde bir ev bulurlar ve ev sahibi amcadan evi kiralamak isterler. Ev sahibi amca da öğrencilerin kılık kıyafetine bakar ve kendince kıyafetinden dolayı onlara evini vermez. Neden? Öğrenciler kısa pantolon, boyunlarında kolye, kulaklarında küpe vb. olduğu için. O öğrenciler de bir başka mahalleden başka ev bulurlar. Nihayet gençler okula başlarlar ve süresi içinde okulu bitirir, mezun olur memleketlerine dönerler. İşgüç sahibi olurlar. Bir müddet sonra da Arama Kurtarma Ekibine (Akut) katılırlar. Zaman zaman gönüllü olarak Dünya?nın ve Türkiye?nin felaket bölgelerine gider ve darda olan insanların yardımına koşarlar.
Yine hepimizin bildiği 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 Düzce Depremleri olur. Depremlerde Düzce?nin çektiği sıkıntıyı belli yaşın üzerindekiler hep biliriz.
17 Ağustos 1999 Düzce depreminden sonra yukarıda bahsettiğim o iki genç Düzce?ye Akut ekibiyle gelirler ve birçok mahalleye dağılırlar. Bu iki genç de Hamidiye mahallesinde çalışmalara başlarlar. Yıllar önce kiralamak istedikleri, ama ev sahibinin vermediği o evi de tevafuken görürler ki ev çökmüş vaziyette. Hemen kurtarma işine başlarlar ve o evde yaşayan ev sahibi amca ve çocuklarını bu iki delikanlı kurtarırlar!
Kurtardıkları evin çocukları veya kızları o iki genci hemen tanırlar. Biz sizi tanıyoruz. Sizler bizim evi kiralamak isteyen gençler değil miydiniz?!
Kim öle kim kala. Kimin ne olduğunu, kimin, kime ne zaman ve hangi şartlarda yardıma koşacağını Allah?tan başka kim bilebilir ki?
Bu gün 17 Ağustos 2017. 17 Ağustos 1999 Düzce depreminden bugüne tam 18 yıl geçti. Bu gün 19. yıla giriyoruz. Allah bu millete böyle bir felaketi bir daha göstermesin! Amin.
Hoşçakalın.
