Fisko kavşağına yaya geçidi ve Binali Yıldırım’ın hikayesi!

Fisko kavşağına “yaya geçidi çizgileri”!

Fiskobirlik kavşağı olarak bilinen kavşak ile ilgili birçok sefer yazdım. Bir sefer daha yazmak durumundayım. Çünkü bu konuda vatandaşın hayati öneme sahip bir talebi var. O kavşakta yaya için çizilmiş “yaya geçidi çizgileri” var mı?

Vatandaş karşıdan karşıya geçerken çok zorlandığını ve geçişin çok tehlikeli olduğunu dile getiriyor. Oraya çözüm anlamında yapılacak nasıl bir çalışma var ben onu bilemem, ama o çalışma yapılana kadar en azından “yaya geçidi çizgilerinin” çizilmesini istiyor vatandaş! Çok mu zor bunu yapmak diyor. Hakikaten çok mu zor o “çizgileri” çizmek? 

Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın anlatmış olduğu hikaye!

Türkiye Cumhuriyeti'nin 65. Hükümeti'ni kuran, ülkemizin 27. Başbakanı, "son başbakan" olarak tarihe geçen ve 31.03.2019 tarihinde yapılacak olan mahalli seçimlerde İstanbul Belediye Başkan adayı olan Binali Yıldırım, Başbakan olarak görev yaptığı yıllarda, İstanbul'da Şehrin Mimarları Buluşması'nda 12 Kasım 2016 Cumartesi günü bir konuşma yapmıştı. Konuşmayı televizyondan canlı yayında bizzat izledim.

Başbakan Binali Yıldırım; “Şehir, kökeni itibari ile medeniyet demektir. Medine, Medine’den de medeniyet. İnsanlar şehirleri, şehirler insanların karakterini yansıtıyor. İnsanların duygu ve düşüncelerine tercüman oluyor. Dolayısıyla kendi elimizle medeniyetler inşa ettiğimiz gibi, kendi elimizle inşa edilmiş medeniyetleri de yok edebiliyoruz.

Başbakan Binali Yıldırım yaptığı konuşmada çok önemli olan bir şey daha söylemişti; 

“Avustralya'da gördüm. Şehir ve mahalleleri kurarken şöyle bir şey yapıyorlar. Önce ham araziyi alıp ada oluşturuyorlar. Adadan sonra yolları çiziyorlar, yollardan sonra alt yapıyı yapıyorlar. Yani kanalizasyon, elektrik, su, telefon, doğalgazı vb. yapıyorlar. Sonra da bordür taşları döşeniyor, asfalt döküyorlar. Sonra da ilan ediyorlar. Buraya ev yapabilirsiniz diye. Öyle ben arsamı aldım istediğim gibi konut yaparım yok. Size proje veriyorlar ona göre yapıyorsunuz. Mahalle biblo gibi karşınıza çıkıyor. Bu şehircilik konusu, mimarlık konusu Avrupa'da neden daha düzenli bize göre? Bir kere izin verme, ruhsat verme işi ile sorumluluğu sınırlı tutmuyorlar.

Her binanın, Aile hekimliği gibi bir mesulü var. Belediyeler de bu işin sahibi, kuruluşlar da. Her binaya bir sorumlu tayin ediyorlar. Baştan sona bunlardan mesul oluyorlar. Asla ve asla tolerans, müsamaha tanımıyorlar.” 

Hoşçakalın.


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://duzcetv.com sorumlu tutulamaz.